
Ülke yararına, en basit kanun teklifinde bile anlaşmazlığa düşen ve birbirlerini kötü niyetle suçlayan vekillerimiz, kendi dünyevi saltanatları söz konusu olduğunda;
birbirleriyle kanka olup, 4 Parti ittifakla, üstelik bugüne kadar hiçbir meclise nasip olmayan rekorla, anılan yasayı "Jet hızıyla" TBMM'den geçirdiler!.
Her ne kadar TBMM'si Başkanı Cemil Çiçek "Yapılacak düzenleme maaş artışı getirmiyor" dese de, yasa vekillere ve ailelerine ömür boyu imtiyazlar getiriyor.
Bundan sonra vekiller ve aileleri diplomatik pasaporta sahip olacaklar.
Silah ruhsatları süresiz ve bedava olacak.
Trafikte üstünlükleri olacak ve hangi trafik kuralını ihlal ederlerse etsinler, kesinlikle ceza ödemeyecekler.
Birinci derece yakınlarının tüm sağlık giderleri de, Türk Milletinin kesesinden karşılanacak!
Hele hele yasada yer alan "Temsil Giderleri Meclis bütçesinden karşılanacak" diye bir bölüm var ki, evlere şenlik!.
Temsil Giderleri:
İçine neler giriyor belirtilmemiş, ucu açık anlayacağınız!.
Bir vekil isterse bütün günlük masraflarını, temsil-giderleri adı altında millete fatura eder mi? Bence eder!
Peki bütün bu olan-biten siyasi ahlaka sığar mı?
Türk-Milletinin kendilerine verdiği kanun koyma yetkisini kötüye kullanarak, tüyü bitmedik yetimin hakkını gasp-etmek vekillerimizin vicdanını hiç mi sızlatmaz?
Ömür boyu ailenizle birlikte verilen silah ruhsatı, kırmızı pasaport, yurt-dışı sağlık giderleri gibi hakları, yüce milletin gözünün içine baka-baka "Bu haklar zaten vardı,yapılacak düzenleme maaş artışı getirmiyor" diyen bir Meclis Başkanı, bundan sonra toplumun temel beklentilerini karşılar mı?
Doğrusu bundan sonra sayın Çiçek'e inanmıyorum!
İnanmıyorum çünkü; "imtiyazların ölünceye kadar tanınmasına itiraz etmeyen ve buna hiçbir şey yokmuş ta, bir kaşık suda fırtına kopartılıyor muş" havası veren birine kim olsa inanmaz!
İşte yıllarca; siyaset menfaat ve zenginleşme aracı olarak kullanıp böyle itibarsızlaştırıldı!
Bizler, siyaset bozulan itibarını düzeltiyor; ekonomi bürokrasisinde, yargıda, askeri bürokraside yapılan kıyakları düzeltip, vekillerden milletin refahının arttırılmasını beklerken, vekillerimiz kendi dünyevi saltanatlarını düzeltmenin peşine düştüler!
Meğer "Tilkiyi kümese çoban etmişiz!"
İnanın bazen şüpheye kapılmıyor değilim! TBMM'sinde gördüğümüz o kavgalar, yüksek tansiyonlu konuşmalar, bardak fırlatmalar falan, sakın senaryo olmasın!
"Milletin hakkına göz dikenler" sandıkta bunun karşılığını alırlar. İyi bir seçmen "oy"unun arkasına düşer, oy verdiklerinden hesap sorar diyeceğim ama, bu saydıklarım gerçek demokrasilerde olur!.
Yarın İlk Genel Seçimlerde, Genel Başkanlar yine aynı adamları Seçmen Listelerine koyacak, bizlerde yine aynı adamlara kuzu-kuzu oy vereceğiz!.
Başka çaremiz yok. Elimiz mahkum! Çünkü sandıkta oy verdiklerimizi biz seçmiyoruz ki!
Vekillerin yanlışı sandıkta düzelmiyor ne yazık ki!
Çünkü Siyasal-Gücün dağılımını sandıkta halk tespit etmiyor!.
Siyasi partilere yapılan onca yardıma rağmen her "milletvekili adayı" seçilebilmek için, milyonlara varan masraf ediyor, seçilince de masrafını çıkartmanın yollarını arıyor.
Milletvekilliği iyi getirisi olan bir yatırıma dönüştü anlayacağınız!
Her siyasetçinin temel görevi ülkesine hizmet olmalıdır.
Demokratik-Sistem içinde TBMM'si ne yazık ki, iyi bir sınav vermiyor.
Dünyevi saltanatlarının peşine düşen vekiller, vicdanlarda derin yaralar açarken, milletvekillerimize olan güven de yok oluyor.
Siyaset güven veren bir alan olmalıdır.
Yeni bir Türkiye ancak böyle ayağa kalkar.
Gelin TBMM'sinin bütün imkanlarını halkımızın refahı için kullanarak, ülkemize bir medeniyet hediye edelim.
Gelin milletvekilliğini zenginleşme aracı olmaktan çıkartıp, milletimize karşı dürüst olalım.
Demokrasimize soluk aldıracağınız tek oksijen penceresi dürüstlük ve karşılıklı güvendir.
Kalın Sağlıcakla....