21 Eylül 2012...
Bu tarih bir yere iyi not alınmalı ve "Demokrasi Bayramı" olarak ilan edilmelidir...
Balyoz davası ulusal uyanışın başlangıcı olmuştur!
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar, askerin; halkın seçtiği sivil idareyi terbiye edilebilir olarak görmesi, istediği zaman onlara muhtıra vermesi, canı çektiği zaman darbe yapma dönemi artık sona erdi.
Bunca olan bitenden sonra, birilerinin kafayı çekip, değil darbe yapmayı, darbeyi aklından dahi geçirmeyi cesaret edebileceğine ihtimal vermiyorum!.
Çünkü iktidarda tam anlamıyla halkı temsil eden bir irade, yani halk var.
Çünkü Türkiye'de "Üstünlerin hukuku" değil, "Hukukun Üstünlüğü" konuşuyor.
Balyoz davası, demokrasi açısından çok önemliydi. Bu dava; ülkemizin yarınları için fevkalade ümit verici bir davaydı.
Allah kendilerinden razı olsun; hakimlerimiz vermiş oldukları bu kararla "Demokrasiyi kirli ellerden temizleyerek" iffetini korumuş oldular!.
Bundan sonra Türkiye'de; "Askerlik değil, darbecilik vatanseverliktir" gibi bir fikir ishalini kimse cesaret edipte dillendiremeyecek!.
Yok öyle; "Darbeyi yapar, Başbakan asarım, hazineyi yağmalar sonra da keyfime bakarım!" alçaklığını yapmak...
Kendi uçağımızı düşürüp, Yunanistan'daki dostlarıyla düşük yoğunluklu savaş çıkartacaklardı. Cami bombalayıp halkı kışkırtarak sokağa döküp, hükumeti zor durumda bırakarak, halkta "Bak işte iktidar ülkeyi yönetemiyor, her tarafı anarşi sardı, askerin yönetime el koymaktan başka çaresi yoktu" iradesi oluşturup, tanklarla "Halkın üzerine çökeceklerdi"
Devletine-Milletine silah doğrultmaya kalkanlar, elbetteki bunun bedelini zamanı geldiğinde ödeyeceklerdi. İşte o gün bugündü...
Sana emaneten verilmiş silahı, tutar da halka doğrul-tursan, sivil irade yakana yapışarak defterini dürer!
Hadi bundan sonra popon sıkıyorsa darbeciliğe soyun!
"Garnizon Cumhuriyeti" dönemi artık kapandı!
Aslında bunu daha "Talebe iken" harbiyede o resmi elbiseyi sırtına giydiğinde, yani talebeliğe adım attığında bilmeli.
Askerin siyaseti şekillendirmesine izin vermek yok.
Çünkü; Türkiye'de hakimler var... Bu büyük çınarı unutup ta yanlış yola sapan olursa, adaletin güçlü elini yakasına yapışmış bulacaktır...
Asker "höööt" dediğinde "şapgayı gapıp kaçacak masonlar" siyasetin kokuşmuş çöplüğünde artık!
Gerçek erkek tecavüz etmez.
Gerçek askerde demokrasiyi iğfal edecek davranış içine girmez. Çünkü o kendisine emanet edilen silahın namusu olduğunu bilir!.
Yüreğinde vatan sevgisi olan asker ise namusunu peşkeş çekmez...
Genelkurmay; uzunca bir dönem siyasi organ gibi çalışmıştı!.
Ordu bir siyasi parti gibiydi ve birçokta taraftarı vardı, hala da var!
Keşke 2'nci Bakanlar Kurulu gibi çalışan Genelkurmayımız olmasaydı!.
Yemin ederim bugün Türkiyeyi tutabilecek ülke olmazdı.
İnanın pkk'nın ülkemize verdiği zararın belkide on katını darbeci zihniyet vermiştir.
Her darbe sonrasında "Milli Nimet ambarlarımız yağmalanırken" hem generaller servetine servet katmış, hemde Oyak'ın faaliyet alanları daha da genişlemiştir...
75 Milyon bunun bedelini öderken, elbetteki onlarında işledikleri haltın bedelini ödemesi gerekir.
Şu "Balyoz darbe planındaki" belgelerden sadece bir tanesi, evet evet bir teki bile ABD'de ortaya çıksa, yemin ederim ki o generaller "müebbet hapis cezası" alırdı ve ebedi de hapisten çıkamazdı...
Peki bizdeki General bozuntusu ne yapıyor?
"Bana karşı karar veren hakim kendi hakkındaki hükmünü vermiş olur" diyerek açık açık mahkeme heyetini tehdit ediyor!.
Adamdaki öz-güvene ve cesarete bakar mısınız! Birde "Türkiye mizah cennetidir" diyene şaşarlar!
Düşündüklerimiz ve inandıklarımız önemli değildir. Asıl önemli olan yaptıklarımızdır.
Siyaset halkın en büyük silahıdır. Millet arzu ettiğini er veya geç gerçekleştirmektedir.
Dürüstlük en iyi politikadır. Buna en büyük örnek sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğandır.
Sayın Erdoğan'ın, demokrasimizi içine saplandığı bataktan çıkartma konusundaki cesaretini takdir etmemek mümkün değil.
Tıkanan ve ülkemizin yakasına bir kara büyü gibi yapışan geleceğini açan, dürüst kadrolardan Allah razı olsun.
Gerçek demokrasiye siyasetle, siyaset ise darbeci alçaklara dik duruş sergileyip demokrasiye sahip çıkmakla olur.
Uçurtmalar rüzgar gücüyle değil, o güce karşı durdukları için yükselirler.
