Bingöl'den gelen acı haber yüreğimize bir kez daha hançer gibi saplandı!.
Önce KTM'lerin ne olduğunu izah edersek, bu olayın nasıl gerçekleştiğini daha kolay anlamış oluruz.
KTM; uzun adıyla Kabul ve Toplama Merkezi.
Askerlerimizin doğu illerinde bulunan, birliğine katılırken veya birliğinden ayrılırken geçici olarak kaldığı yerdir.
Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'nda bulunan KTM'ye, Hakkari, Tunceli, Elazığ gibi civar illere gidecek veya oradan memleketlerine gitmek üzere dönecek askerler geliyor, birkaç gün misafir olup, buradan asıl birliklerine veya memleketlerine gidiyorlar
Dağıtımdan veya izinden dönüp, Elazığ'daki Toplanma Merkezinden konvoylar halinde asıl birliklerine güvenli bir şekilde intikal etmek için, sivil otobüslerle yola çıkan ve kırsalda saldırıya uğrayan birliğimiz, 10 Şehit ve 70 yaralı vermemize neden oldu.
Bu olayda daha fazla zayiat vermemize engel olan 2 askerimiz "Evet yanlış okumuyorsunuz sadece iki askerimiz" pkk'lı itlere karşı kahramanca mücadele verip, diğer otobüslerde bulunan silahsız askerlerimizin kaçışına yardımcı olarak daha büyük zayiatı önlediler...
Evet "askerlerimizi taşıyan konvoyda zırhlı araçlar var ama, bu zırhlı araçlar olaya müdahale etmemiş, ateşte açmamış, kısaca katliamı öküzün trene baktığı gibi seyretmişler!..
Çok merak ediyorum; zırhlı araç olaya neden seyirci kalmış?
Yoksa zırhlı aracın içinde saldırıya karşılık verecek mühimmat mı yoktu!
Vallahi olan-bitene bakınca ben hiçbir şeye "Hayır bu kadar da olmaz" diyemiyorum!
Olay haber ajanslarından medyaya ilk yansıdığında bütün olan-bitenin ardında TSK içerisinden birilerinin, ya da birinin ihanetini apaçık görebiliyorsunuz...
Yaklaşık 150-200 kişiden oluştuğunu tahmin ettiğim silahsız ve günahsız insanları, pkk'lı kahpe döllerinin önüne kurbanlık koyun gibi gönderen o komutan kılıklı zorba her kimse, pkk'lı alçakların hem suç ortağı, hemde vatan hainidir!.
Koruma ve gözetleme uçuşu neden yapılmadı?
Bu olay önceden tasarlanmış bir cinayettir...
Yanlış yaparak; 10 şehit, 70 yaralı vermemize neden olanlar bu suça resmen iştirak etmişlerdir...
Kimse kusura bakmasın ama, saldırıya uğrayan o konvoy resmen ölüme gönderilmiştir...
Aynı bölgede daha bir gün önce askerimize saldırı olmuş ve sekiz şehit vermişiz.
Ama siz, hala onca tehlikeye rağmen askerimizi savunmasız bir şekilde gönderiyorsunuz!.
Aklım, bedenim kabullenemediği için bu duruma isyan ediyor...
Yavrularımızn hiçbir güvenlik tedbiri alınmadan öylece gönderilmesini, pkk ile işbirliği yapıldığının haricinde, başka hiçbir şekilde izah edilemez...
Bir yerde duman varsa, mutlaka ateşte vardır!.
Konvoyun o saatte oradan geçeceğini ve silahsız olduğunu, içeriden istihbarat almadan pkk'nın bilmesine imkan var mı?
Ayrıca bu vaziyetteki bir konvoyu korumasız gönderen hangi irade ise, pkk'ya istihbaratı verenin de o olduğundan adım gibi eminim!.
Bazı olayları gözünüzle görmesiniz de, içinde barındırdığı pis kokuyu duyarsınız!.
TSK içerisinden iyi niyetli, yüreği vatanı için çarpan askerlerimizi tenzih ederek söylüyorum; ordumuz içinden birileri bu ülkenin geleceğine mezar kazmak için çaba gösteriyor!.
Bir hayli kalabalık askerle konvoy oluşturup, onları bir yerden farklı bir noktaya intikalini gerçekleştirmeye çalışan bir komutan, bu konvoy için koruma tedbirleri almadıysa, üstte de yazdığım gibi mutlaka pkk'lı itlerle işbirliği yapmış demektir!.
Evlatlarımızı korumaya yönelik tedbirlere başvurmayan bu omuzu kalabalık zorbaların pkk terörü ile baş edecek bir öze sahip olduğuna inanmıyorum.
Bu olayla; Reşadiye'de hastahaneden dönerken, pkk'lıların saldırısına uğrayan, birçok şehit verdiğimiz o lanet olası terör saldırısı arasında birçok benzerlikler görüyorum.
O olayda da pkk'ya birilerinin istihbarat verdiğinden emin olmuştuk. Fakat sanırım gizli bir el anılan hadisedeki hainin ortaya çıkışını engellemiş, bizlerde olayın içindeki çetrefilleri yutmak zorunda kalmıştık!
Kim ne derse desin; bugün Türkiye'de terör sorunundan önce, beceriksiz, ehil olmayan, "Komutanım heronlar bizimkilere (pkk'ya) çok zayiat verdiriyor" diyen ve "Devletine-milletine karşı silah doğrultanlarla" iş-birbirliği yapan kötü niyetli komutanlar sorunu vardır.
Bugüne kadar; Güney-doğuda birçok ihanet ya da beceriksizlik yaşandı.
Buna rağmen hiçbir komutan istifa etme erdemini ortaya koymadığı gibi, bu adamları kolundan tutup ordumuzun içinden atan da olmadı!.
"Bizim ordumuz-bizim askerimiz, vatan-millet nakaratları atmak, acısı yerde kalmayacak gibi sloganları" tekrarlamak kolaydır.
Ama sadece o acılarla yüzleşen insanlar bu olayları anlayabilirler.
Ateş düştüğü yeri yakıyor çünkü!
Şehit düşen bir askerimizden nişanlısının aktardığına göre "Pisi-pisine bir kör kuşunla ölmek istemiyorum" demiş...
"Şehitlik-Gazilik" çok yüce bir mertebe kimsenin buna bir diyeceği yok ama, şehit düşen askerimizin de dediği gibi: Evlatlarımızın pisi-pisine bir kör kurşunla savunmasız bir şekilde ölmesi, işte bu milletçe çok ağırımıza gidiyor...
