Son günlerde gittikçe artan terör olaylarına bakarak; eli kalem tutan, beyni düşünce üreten herkes bir fikir beyan ediyor!.
Kanaat önderi olarak tanımlanan anlı-şanlı yazarlarımızın her biri de, "Ortada kuyu var, yandan geç misali!" meselenin özüne değinmek yerine, artan şehit olaylarını zorlama yorumlarla farklı boyutlarda değerlendirmektedirler.
Bir kısım; olayın nedenini Kürt sorununa bağlarken, diğer bir grupta, Dış-Politikada yanlış strateji izlediğimizi ve bu nedenle Suriye, İran, İsrail ve Irak'ın Türkiye'ye karşı pkk denilen
"Cinayet çetesini" desteklediğini iddia etmektedirler.
oysa neticeleri ağır olan konuları ele alırken daha hassas olunması gerekiyor...
Dostlarım; olan-bitene bakarak "Yanlış bilgi üzerine hüküm inşa etmeye kalkarsanız, sağlıklı bir değerlendirmede bulunamazsınız..."
Ana-muhalefetin ve AK Partiyi buradan vurarak, tuşa getirmek(!) isteyen zevatın unuttuğu bir-şey var; o savunduğunuz Suriye ve Esad değil mi, apo denilen soysuzu yıllarca Şam'da besleyip king-kong haline dönüştüren!.
Yine aynı Suriye değil mi Hatay üzerinde hak iddia eden?
Ne olur milli bir konuda, milli menfaatlerimizi gözeterek olaylara bakın. İktidarı hırpalayacağız diye Esed yandaşlığı yapmayın!. Sizin yorumlarınızı okuyan da "Ak-Parti iktidar oldu da, ilanı aşk ettiğiniz ülkeler bize düşman kesildi" sanacak!
Ya hu bu ülkelerle biz tarihsel dönemimizde dahil hiçbir zaman dost olmadık ki!
Neyse biz yine asıl konumuza dönelim:
Kimse kusura bakmasın, sayısı git-gide artan şehitlerimize bakarak; Güneydoğu Anadolu bölgemizde bir yönetim zafiyeti görüyorum. Ve bu zafiyetin baş sorumlusu da askerdir...
Şemdinlide, Yüksekova'da, Tunceli'de, Hakkari'de şurada-burada şehit olan askerlerimize bakıyor musunuz? Biri astsubay, bir diğeri uzatmalı diğerleri hepsi 2-3 aylık acemi askerler...
Hani biz profesyonel askerliğe geçmiştik?
Nerede o Foça komando-okulunda yetiştirilen cıva gibi komandolarımız?
Yoook arkadaş Genelkurmay Başkanının çıkıp bu rezaletin hesabını vermesi lazım...
Haydi onca heronuna ve birçok teknolojik imkanına rağmen sınırlarımız yol-geçen hanına döndürmüş-sün(!) teröristin nereden girdiğini bilmiyor, yada girişine engel olamıyorsun, ya hu Allah aşkına, bu alçakların nerelere saldıracakları belli değil mi?
Saldırılarda defalarca şehit veren karakolların ve taburların adını bütün Türkiye ezberledi!
Peki aynı karakolların defalarca saldırıya uğramasına neden engel olmuyorsunuz?
Bunu bile öngörecek stratejiden yoksunsanız, sökün atın o omuzun-uzdaki kalabalık yıldızları be!
Bu millet vatanı için gerekirse 100 Şehit-1000 Şehit verir "Vatan sağ olsun" der geçer ama, meseleyi çözmek varken niye 100 yada 1000 Şehit verelim ki?
Türkiye'ye karşı tehlikeli bir oyun oynanıyor ve biz sınır karakollarımıza sahip çıkamayarak çaresizlik içinde kıvranıyoruz...
Ortada 30 Yıldır süren bir savaş var.
Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun; pkk terörüyle mücadelede zafiyet içinde olmasaydık, bu alçak savaş 30 Yıl sürer-miydi?
Yine karargah "Kim hangi makama gelecek, veya terfi alacak" yerine, terörle mücadeleye kafa yor saydı, o pkk'lı itlerin TBMM'deki temsilcileri, bu kadar cesurca davranabilirler miydi?
Sahip olduklarınızın bazen hiçbir önemi yoktur. Önemli olan sahip çıktıklarınızdır.
Kendi askerini koruyamayıp, karakollarına yapılan saldırıları engelleye-mezsen, terör örgütü orada tabii ki kudurur!
Alçaklar yol kesiyor, gelen-geçene kimlik kontrolü yapıyor!.
Peki halka varlığınla güven kazandıracak olan sen neredesin!
Bazı insanları işgal ettikleri makamlar büyük gösterir, bazı insanlar da ülkelerine yaptıkları destanımsı hizmetlerle halkın yüreğinde büyürler.
Şu anda, askerin lüzum gördüğü her türlü, silah, cephane, araç, gereç, uçak, helikopter mevcuttur.
Gece görüntülü dürbün ve termal kameralarla yerdeki karıncaların görülmesi dahi mümkündür. Ancak, bu ekipmanların en doğru bir şekilde yerinde ve ehil kişiler tarafından kullanılması da esastır. Teröristlerin sınırlarımızı yol-geçen hanına çevirmesi ve buna göre önlem alınmaması sonucunda kaç baskın yapıldı ve "vatan borcunu ödesin" diye ellerini kınalayarak askere gönderdiğimiz evlatlarımız şehit edildi.
Beyler; anomalinin yaşandığı bir yerde doğru işleri yapma imkanı bulamazsınız.
Terörün acımasız yüzüne artık dayanacak gücümüz kalmadı.
Gelen her şehit tabutu; bizlere, birilerinin Güney-doğuda görevini layıkıyla yerine getirmediğini söylüyor!.
TSK'nın Güney-doğuda kendi varlığını hissettirecek bir pozisyon almasını bekliyoruz.
Yoksa teröre imkan sağlayan zafiyetleri ortadan kaldırmadan, terörde siyasi mücadele de dahil hiçbir konuda başarı sağlamak mümkün değildir.
