Bırakın Türkiyeyi dünyada bile tek örnek olarak “banka sahibi parti” konumunu sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi, ayrıcalıklı, iltimaslı durumunda 88 yılı geride bıraktı.
Türkiye İş Bankası, 88’inci kuruluş yıldönümü kutlarken, bilançosu CHP’nin kontrolünde olan maddi imkanların hangi noktalara taşındığını da gözler önüne serdi.
Bankanın 2012 Yılı İlk Yarı Faaliyet Raporu’ndaki bilgilere göre, CHP, bin 214 yurtiçi ve yurtdışı şubesi, 24 bin 641 personeli, 4 bin 641 adet ATM’si olan Türkiye’nin en büyük bankasının yüzde 28’ine sahip olarak siyasette tam bir haksız rekabete imza atıyor.
CHP’nin ortaklık hissesinden kaynaklanan payları da göz kamaştırıyor. Rapora göre, “Dünya’nın En Büyük 1000 Bankası” listesinde 115’inci sırada yer alan İş Bankası’nın Haziran 2012 itibarıyla aktifleri yüzde 2,4 oranında artarak, 165 milyar 608 milyon liraya ulaştı.
Böylece CHP, 46 milyar 370 milyon liralık bir aktifin kontrolünde söz sahibi oldu. Yine rapora göre, İş Bankası 1 milyar 661 milyon TL kâr ederken, CHP de 465 milyon lira kâr elde etti. İş Bankası raporunda, diğer verilerle ilgili olarak da, “Kredi hacmi 98.222 milyon TL’ye, mevduat hacmi ise 99.433 milyon TL’ye ulaşmıştır.
İş Bankası, bu sonuçlarla Türkiye’nin en büyük özel bankası olma konumunu sürdürmüştür” denildi. (1)
Böylece CHP de, kredide 27,5 milyar, mevduatta ise 27,8 milyar liralık pay sahibi olarak bu konumuyla "Türk Siyasetinde" hiçbir siyasi partiye nasip olmayacak bu kamburu sırtında taşımaya devam edecek...
Kambur dedik, ortaya bir iddia atık gelin öyleyse bu iddiamızı havada bırakmayarak, içini dolduralım:
İş Bankasının kurucusu Celal Bayar'ın 1982 Yılında verdiği bir röportajda "Atatürk git Osmanlı Bankasından 250 bin lirayı al, İş Bankasını kurmak için işe başla" talimatıyla, İş Bankasının kurulma hikayesini özetlemeye çalışır!.
Fakat bu 250 bin liranın İş Bankasının kuruluşu için hangi kaynaklardan aktarıldığı sorusu karşısında Bayar; tatmin edici bir cevap verememiş ve "Dut Yemiş bülbüle dönmüş!" gibi susmuştur!
Tabii ki, Bayar sussa da, belgeler susmaz!.
Bu konuda bize yardımcı olacak bilgiyi Atatürk'ün yakınlarından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ın yazdığı hatıralarının 2'nci cildinin birçok sayfalarında buluyoruz.
Bazı tarihçilerinde zaman gündeme getirdiği gibi, Soyak'ta aynı konuya değinmiştir. Soyak'a göre;
"Hindistan Müslümanları, Kurtuluş Savaşını başlatan Mustafa Kemal paşaya yaklaşık 500-600 bin lira tutarında hibe-yardım adı altında bir para göndermiştir.
Bir konuya dikkatinizi çekmek isterim; bu para gönderildiğinde 1 Sterlin 6 Tl'dir. Mustafa Kemal, bu paranın aslan payını, 'Büyük Taarruzdan' önce ordumuzun ihtiyaçlarını karşılaması için Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'nün emrine vermiş, o da Zaferden sonra, hazineden sorumlu icra heyeti kararıyla Mustafa Kemale iade etmiştir."
İade edilen para Mustafa Kemal tarafından verilen talimatla 4 hesaba taksim edilmiş, bu paralardan da, zaman-zaman Makbule hanım, hafız Yaşar, ve ismet İnönü'ye ödemeler yapıldığı 4 nolu hesabın dökümünden anlaşılmıştır.(2)
Doğrusu bu ya; o günlerde henüz Hindistan'dan ayrılmamış, yani içinde yer alan Pakistanlı Müslümanların Kurtuluş Savaşı mücadelesi vermemiz için bize yolladıkları paralarla banka kuracağımızı bilselerdi bu yardımı bize yaparlar-mıydı, orası hepimize karanlık!
Birde(1924) halkımızın büyük sefalet yaşadığı ve açlık sıkıntısı çekildiği bir dönemde, bu paranın halka değilde İş Bankasının kurulmasına harcanması bir başka garabetti!
Kim ne derse desin; CHP Genel Başkanı Yoldaş Kemal'in "Orada ne işimiz var?" dediği, Pakistanlı ve Afganistanlı "Gönlü zengin Müslüman kardeşlerimizin" mayası var, o CHP'nin çöreklendiği İş Bankasının kuruluşunda.
Yine 1924'lü yıllarda koca bir savaşın darbesini yemiş, sefalet ve perişanlığa mahkum edilmiş Türk Halkının, hakkı gasp edilmiştir İş Bankasının kuruluşunda...
Halkımıza hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceği vaatleri sıralayan "Yoldaş Kemal"in en önemli icraatı İş Bankasını asıl sahibi Türk Halkına, yani hazineye devretmek olmalıdır...
Aksi halde CHP bu ayıbı ebedi taşımaya devam edecek ve İş Bankasının adı geçtikçe Pakistanlı-Afganlı Müslümanların yaptıkları yardımın gasbıyla anılacaktır...
Dostlarım; bir ülkede hakkaniyet durur da, bazı kurumlara imtiyaz tanınırsa, o ülkede demokrasi de durur.
Efendim "Ama bu bankayı Atatürk CHP'ye bağışladı, bu yüzden buna kimsenin itiraz etmeye hakkı yoktur" gibi bir teraneyi yıllardır bu millete yedirenlerin, Atatürk'ün bu parayı nereden bulduğu hususundaki belgeleri de ortaya koymaları gerekir...
Ayrıca Atatürk'te yapsa ortada 88 yıldır süren bir yanlış var ve bu yanlışın halk tarafından tasvip edilmediği de, Atatürk'ün Partisi olarak tanımlanan CHP'ye her Genel Seçimde vurduğu tokattan belli değil mi!.
(1)-(Kaynak:28 Ağustos 2012 Yeniakit Gazetesi)
(2)-.(Kaynak:Tarihçi Mustafa Armağan)
