Afyokarahisar-ataköy mahallesinden yükselen ateş nedeniyle, acılarımız katlanmış, yüreklerimiz dağlanmıştır.
En büyük acıyı-da şehit olan evlatlarımızın aileleri yaşamıştır.
Ana-babaların, yavukluların, nişanlıların, eşlerin hayalleri de hayatları da kararmıştır.
Geride kalanlar bu acıyı ister-istemez ölünceye kadar yüreklerinde taşıyacaklardır.
Cumhuriyetin kazanıldığı topraklarda derin bir acı yaşanıyor.
Yüce Allah hiçbir kuluna böyle bir ızdırabı yaşatmasın.
25 Şehit ve savaş alanını andıran görüntüler.
Olan-oldu, Allah şehitlerimize rahmet etsinde, onları rahmete kavuşturacak emri verenlerin sonu ne olacak?
O hainler bunca ihanete rağmen görevleri başında kalacaklar mı?
İhanet diyorum çünkü bu olayda kazanın ötesinde başka bir-şey var!
Küçümsediğimiz 3'ncü sınıf ordulardaki gibi akla hayale dahi gelmeyecek şeyler yaşıyoruz.
Gecenin o saatinde, kim o ihanet gibi emri verdi?
Bu işin sorumlusu hangi omuzu kalabalıksa derhal bulunup, görevinden alındığı gibi, sebep olduğu ihanetin bedeli de kendisine ödettirilmesi lazım.
Böyle kaza olmaz!.
Bu olayı topluma kaza gibi empoze etmeye kalkanlar, 25 kişinin ölümüne sebep olan cinayetin faillerinin suç ortaklığına iştirak ettiklerini bilmelidirler!.
Doğrusu bu ya; ortada kasıt yoksa, 25 kişinin ölümünü göze alacak kadar yanlış bir emri veren hainin beyni var mı çok merak ediyorum!.
Bu olayda kalın bir sis bulutu var!
25 fidan gibi evladımızın şehit olmasına neden olan bu olayı, pkk denilen cinayet örgütü tertipleseydi bile, bu kadar büyük zayiat verdiremezdi!
O depoda ne oldu?
Sorular çok, cevapları da meydanda!
Genelkurmay Başkanı bile, olayla ilgili demecin gazetecilere "Her şey ortada, daha ne söyleyeyim!" diyerek bir anlamda çaresizliğini ortaya koymuştur!
Bütün TSK'yı saran kanser gibi bir yapı bu. O kanserli hücreyi kesip atmadan, bu yapıyı iyileştiremezsiniz.
TSK; A'dan-Z'ye yeniden yapılandırılması gerekir.
Gece mühimmat sayımı yapılır mı?
Bu işi yapan personelinde yeterli bilgiye sahip olmadığını yaşadıklarımızdan anlıyoruz!.
Böylesi tehlikeli bir ortamda, 25 kişiyle çalışılmayacağını, tasnifi yapan astsubayın bilmesi gerekmez mi?
Gecenin 21.15'inde yani karanlıkta(cephanelikte elektrik olmaz) mühimmat tasnifi yapılır mı?
Üstelik 3-5 aylık acemi askerlerle tasnif yapılması düpedüz intihardır.
Olayın her ayrıntısı, ayrı-ayrı soruşturulmalı ve karanlık nokta kalmamalıdır.
Keşke sayın Cumhurbaşkanı irade buyursa da olayın sivil mahkemeler tarafından araştırılmasını sağlasa...
TSK;ölümle sonuçlanan her olayı soruşturuyor. Fakat soruşturmanın neticesi hakkında kamuoyunu bilgilendirmiyor. Halbuki bu gibi olaylarda olayı askıda bırakırsanız, toplum vicdanını soğutamaz, gelecekte de bu ve benzeri olayların tekrarlanmasına neden olursunuz.
İddia ediyorum, bu olayın soruşturulması sadece TSK savcılarına bırakılırsa, olay birkaç garibanın üzerine yıkılır, ve asıl failler tere-yağından kıl çeker sıyrılırlar!
Daha şimdiden "Bomba askerin elinden düşmüş de, patlama gerçekleşmiş gibi safsatalara toplum hafızasını hazırlamaya çalışanlar var.
Ya hu! pimi çekilmemiş bombayı,bırak elinden düşürmeyi kasıtlı atsan bile patlamaz be!
Fünye başka yerde, bomba başka yerdeyken, o bomba nasıl patlasın!
El bombaları patlamayacak şekilde tasnif edildiğinden pat-la-m-a-a-a-a-z!
Bunu emekli subaylar da böyle teyit ediyor.
Bir yerde hatalar zinciri varsa, bunu görmeniz lazım. Görmediğinizde hatalar artarak büyümeye devam eder.
Bu yüzden vicdanların kabul etmeyeceği her olayı sorgulamak lazım.
Anılan kurum büyütecin altında olduğunu bilmeli.
25 cana mal olan bu emri kim verdi?
Ankara'da bir Anıtkabir avlusunu dolduracak kadar general istihdam edenlerin, TSK içerisinde yapılan yanlışları sona erdirecek tedbirleri almasının zamanı gelmedi mi?
Bu olayın siyasi sorumlusu; Milli Savunma Bakanı ve bir-kaç general istifa ettirilerek soruşturmanın önü açılmalıdır. Ayrıca hiç üzerine vazife olmadığı halde, olayın kesinlikle kaza olduğu açıklamasını yaparak, lejyoner mantığı ile soruşturmanın önünü tıkayan Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Atasoy'un da ilk kabine değişikliğinde görevinden alınmasını bekliyoruz.
Kısaca bu olayın ciddiyetle soruşturulmasını, gözardı edilmemesini bekliyor ve toplum vicdanındaki şüphelerin yok edilmesini umuyorum.
Çünkü; "Şüphe asla uyumaz"