Çamur adam Kılıçdaroğlu, Silivri’deki Ergenekon mahkemesi hakkında;
“Burada siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların oynadıkları bir tiyatro var. Vicdanı ile hareket etmeyen yargıç, yargıç olabilir mi?” yine Ergenekon davasına bakan aynı mahkeme heyeti hakkında ''Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum'' demişti.
Kavgada bile söylemeyecek sözlerle, mahkeme heyetine ağır hakaretler içeren, bu ifadeleri üzerine, Başsavcı bir fezleke hazırladı. “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “hakaret” suçlarından hakkında 6.5 yıl hapis istenen Kılıçdaroğlu bunu duyunca “Nasıl yani? Beni de mi Silivri’ye götürecekler” demiş...
Kılıçdaroğlu şov yapmayı, çok seviyor!
Rakibine; ulu-orta, yenilip yutulması imkansız iftira ve hakaretlerle saldırıyor, sonrada Yahudi misali "İmdat adam dövüyorlar" diye feryat ediyor!
Üstelik kılıçdaroğlu bunu hep yapıyor!.
Bilirsiniz, daha önce de Kayseri Belediyesi hakkında birçok iftiralar ortaya atmış, ve bunun sonucunda Büyükşehir Belediyesi Başkanı sayın Özhaseki'ye tazminat ödemeye mahküm olmuştu...
Her şeyden önce bir lider: vizyon, misyon, hedef, akıl, bilgi ve değer sahibi olmalıdır.
İyi bir lider, ahlaki yönden farklı olması gerektiğini bilen kişidir.
Partisi de, liderin çizmiş olduğu vizyona ulaşabilmek için konmuş olan temel prensipleri ve kuralları uygular ve lider böylece, partisine bir yol haritası çizer…
CHP'nin mayasında bulunan kavgacı siyaset ve karanlık odaklardan iktidar beklentisi politikalarını biliyorduk. Fakat Bay Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğunda; malüm medya tarafından topluma öyle bir pazarlandı ki; o günlerde Türk siyasetinin ihtiyaç duyduğu muhalefet boşluğunu dolduracak galiba dedik!.
Hatta birçok siyasetle ilgilenen arkadaşlarımla da aynı kanıya varmıştık.
Çünkü; CHP'nin geçmişte uyguladığı politikalar, eylem ve söylemleri iktidar yollarına bariyerler koymasına neden oluyordu!.
Toplumu etkileyecek, iyi bir siyasi partide bulunması gereken halk için mücadele ruhuna ihtiyaç vardı. Aranan kişi karanlık geçmişine rağmen yine de Kılıçdaroğlu olabilirdi!.
Ama maalesef olmadı işte!.
Atalarımız "Katranı kırk yıl kaynatsan da olmaz şeker, cinsini sevdiğim illa ki cinsine çeker" sözünü boşuna söylememiş!.
CHP'den siyasi ahlak ve huzur beklemek, Sahra çölünde domates yetiştirmeyi ummak kadar boş ve anlamsızmış!.
Kılıçdaroğlu'nun olaylar ve ülkedeki gelişmeler hakkındaki yanlış tavırlarından, zihininde ciddi bir pus olduğu, olayları sağlıklı düşünen bir insan gibi kavrayıp anlayamadığı dikkat çekiyor.
Karşı karşıya kaldığı olaylardan, siyasi anlayış içindeki teşhis ve çözüm şekillerinden her daim ülke huzurunu baltalayacak sonuçlar çıkarmakta, bay Kılıçdaroğlu'nun hayli mahir olduğunu söylemeden geçemeyeceğim!.
Samimi bir liderde bulunması gereken; toplumsal beklentilere uygun net bir şuur açıklığına sahip olmadığından ve beklenen mesajları veremediğinden, bay Kılıçdaroğlu bu gidişle, partisini bitiren adam değil de, batıran adam olarak tarihe geçecek gibi duruyor!...
Hep yazıyorum; bu ülkenin acilen, toplumsal beklentilere tercüman olabilecek iyi bir muhalefete ihtiyacı var... AK Parti'yi; her gün oyu artmasına rağmen, iktidar, yıpratmadı ama yordu.
Son günlerde siyasetin tanımına uymayan, hatalar yapıyor!.
Ülkemizde yeni bir çağ başladı.
Siyasetin direnmesine rağmen Türkiye'de yaşanan hızlı demokratikleşme hamleleri, karşısına geçmişte konan engelleri bir bir aşıyor. Ama siyaset ne yazık ki, bu değişime ayak uyduramıyor.
Politikacılar; tüm enerjisini "Yeni Anayasa çalışmalarına" ayıracağı yerde, "Milletvekili Emekli Maaşları"na ballı zam yapmanın peşinde...
Bakınız; 1980 ihtilali lideri Kenan Evren, 1980 Anayasası'nda yer alan hükümlere göre yargılanacak!.
Nerede Yeni Anayasa çalışmaları?. Ara-sıra çıkan bir iki cılız ses dışında korkarım biz bu anayasayı bir Yıl sonra bile yapamayız!..
Ülkemizin geleceği hakkında "Hayati önem taşıyan" "Yeni Anayasa" yapma hususunda, Türkiye; "Boşuna değil, tersine kürek çekiyor!"
Dilerim bu konuda yanılan ben olurum!
