Bu arada uzun zamandır "Devlet sırrı" denilerek TSK tarafından Mahkeme heyetine verilmek istenmeyen MGK tutanaklarının da, "Dağ fare doğurdu" misali umulanın aksine içinin boş çıkması, davanın planlanmış bir akıbete doğru yol alarak, sonunda bütün suçun rahmetli Erbakan'ın üzerine yıkılarak kapatılmasından, doğrusu bu ya korkuyorum...
Oysa; bugün kendilerini masum gibi tanıtan bu reziller güruhunun her biri, alçakça bir darbenin müsebbibidir.
Muğlak bir irtica kavramıyla bu millete kan kusturdular.
Her gün Güneydoğudan onlarca tabut geldiği halde, her MGK Toplantısından sonra milletin gözünün içine baka-baka "Öncelikli Tehlike" irtica mesajını vererek, pkk denilen "Şer örgütünün" "King-kong" haline dönüşmesine yol açtılar.
Dini günlük hayattan silen bir laikliği yerleştirebilmek için, her türlü kahpeliği utanmadan-sıkılmadan sergilediler.
Ahlaksızların önde gidenleri, onların döneminde bir namus abidesi gibi ortalıkta dolaşıyordu!
Bu ülkenin seçilmiş Başbakanına "p.z.menk" diyecek kadar kuduran bir alçak, bütün ahlaki değerler çiğnenerek bir üst rütbeye terfi ettirildi.
"Cumhuriyeti biz kurduk.Bizim eserimizdir" sahiplenmesiyle "Türk Halkı" rejimin dışında tutulmuştu.
Ülkemizi hep aynı yerden vurdular.
Hey gidi heeey!.
Ne günler geçirdi bu ülke.
Bir milletin inancı, tarihi, kültürü, uyduruk yasalarla baskı altında tutuldu.
Kamil anlamda adalet yok, barış yok, özgürlük yok, işsizlik, yolsuzluk almış başını gidiyordu. İç ve dış borçlar gırtlağımızı sıkıyordu.
28 Şubatta darbeci alçaklar "Laiklik Mücadelesi!" verirken, bankaların içi nasılda boşaltılmıştı bunu unutmaya imkan var mı?
Cumhuriyet onların! Devlet onların! Yargı onların! Ordu onlarındı!
Dönemin Genelkurmay Başkanından gelen uyarı talepleri, demokrasimizi lime-lime doğruyordu!
Herkesin yaşanan geçmişten ders alması gerekir.
Demokrasiyi karanlık odalara hapsetmek isteyen alçaklar güruhunu tutuksuz yargılanmak üzere salıvermek, adaleti karanlık odalara hapsetmekten başka bir-şey değildir.
28 Şubat Darbesini yapanların yargılanmama ayrıcalıkları mı var?
İşledikleri onlarca suça rağmen, eğer ilgili kanundaki darbecilikle ilgili kanunların uygulanabilirliği yok ise, çıkartıp atalım ceza-yasamızdan! Ceza-Yasamızda o kanunların durup uygulanmaması, o maddelerin kanunda hiç olmamasından daha vahim bir durum bence!
"Darbe Suç Değildir" dersiniz, bizde nasıl bir ülkede yaşadığımızı biliriz olur-biter!
28 Şubat yargılaması sadece 3-5 zibidiyle sınırlı kalmamalı, "28 Şubat bin yıl sürecek" diyen Hüseyin Kıvrıkoğlu, Başbakana söven alçakla ilgili kendisine "Ne diyorsunuz?" diye sorulduğunda "Boşalma hakkını kullanmıştır" diye cevap vererek darbecileri kudurtan malum zatta mutlaka, ettiklerinin hesabını yargı karşısında vermelidir.
Hak ve adalet anlayışımızı suçluların işgal ettikleri makama göre işletmeye kalkarsak; bütün değerler gibi "Cumhuriyetin de, demokrasinin de" suyunu çıkartırız...
Siyaset görevini yaptı. Yargıda görevini yapacak ki, "Cumhuriyet ve demokrasi" gibi üzerinde hassasiyetle durduğumuz kavramlar iyice kökleşsin.
İnşallah; bütün zulümler ortaya çıkacak, bütün zalimler hak-ettikleri cezayı bulacaktır.
Fitnelerin çöktüğü, darbelerin ebediyen sona erdiği günleri gelmesi dileğiyle.
Kalın Sağlıcakla.