Mazisi temiz olanların topluma kendilerini ifade etmesi çok kolaydır.
Karşılaştığı siyasal güçlükleri bir kenara koyarsak, bugün ülkede en kolay siyaset yapan liderin, hiç düşünmeden R.Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyebiliriz...
Yaklaşık 11 yıldır iktidarda olan Sayın Erdoğan'ın, hiçbir günü bir öncekine benzemedi.
Hizmetlerini saymaya kalksak, Meydan Larausse gibi ciltler dolusu ansiklopediler lazım.
Demek ki, davası halka hizmet olanın, halk nezdinde ki itibarı da kuvvetli oluyor...
Kılıçdaroğluna gelince; onun işi sayın Erdoğan'dan çok zor!.
Bir defa geçmişte yaşanan ne kadar, darbeci cuntacı, hukuk dışı gayri ahlaki faaliyet varsa, hepsini savunmak zorundasın!.
Ergenekon Terör Örgütünü "Nerde bu ergenekon, verin adresini kayıt olacağım!" diyerek inkar etmek zorundasın!.
Darbeci alçakları "Vatansever!" olarak ilan edecek, geçmişte halka zulüm çektirmiş bir çok çukur adamı da partinden milletvekili adayı yapıp, Silivri ile TBMM arasına tünel kazarak, onları TBMM'ye taşımanın yollarını arayacaksın!
Bir de bütün bunlar yetmezmiş gibi, geçmişte yaşanan ne kadar ihanet varsa, birçoğunun kamburunu sırtında taşımak gibi bir misyonu, bir işlevi de var CHP'nin!.
CHP, eğer siyaseti böyle yapmaya devam ederse, bu halk onlara hiçbir zaman iktidar teslim etmez.
2 Temmuz 1993 Tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nde çıkan olaylar sonucu 37 kişi hayatını kaybetmişti.
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, aldığı ani bir kararla 'Sivas Olaylarının' araştırılması ve incelenmesi için Devlet Denetleme Kurulu'nu görevlendirdi.
Sayın Gül'ün bu kararının ardından "Sivas Olaylarını" kullanarak salya-sümük ağlayanları bir panik aldı ki sormayın!. Böyle bir karar verdiği için neredeyse sayın Cumhurbaşkanı'nı bir kaşık suda boğacaklar!.
Bu koronun içinde CHP'li Kılıçdaroğlu da var!
Eee bay Kılıçdaroğlu niye karşı çıkıyorsun ki?
Sen gerçeğin peşinde değil misin?
Üstelik Siyasi mirasını devraldığınız, İnönü'nün mahdumu Erdal İnönü o günlerde "Sivas Davasını aydınlatmak bizim namus borcumuzdur" diye söz vermemiş miydi!.
Gelin o zaman bu olayda gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olun ki, Erdal İnönü'nün SHP Genel Başkanı iken verdiği sözü yerde bırakmayın...
Sivas olaylarının ardındaki "Gericiler" diye yaftaladığınız, asıl failleri, insanları diri-diri yakan o alçakları hep birlikte görelim.
Sayın Kılıçdaroğlu; gerçek herkes için en iyi olandır.
Hangi görüşten olursa olsun, 37 kişiyi diri-diri yakanların insan olabileceğine inanmıyorum...
Buradan sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum:
Sivas olaylarından başka, 23 Aralık 1930'da İzmir'in Menemen ilçesinde gerçekleşen ve askerliğini yedek-subay olarak yapan Mustafa Fehmi Kubilay'ın katliyle sonuçlanan, Cumhuriyet Tarihimizin en önemli olaylarından biri olan o menfur olayın ardındaki asıl gerçeklerin de aydınlanmasını temin için tarihçileri ve DDK'yı seferber etmenizi sizden rica ediyorum.
1930'daki "Menemen ve Kubilay olaylarının ardından bölgede sıkıyönetim ilan edilmiş, General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan "Divan'ı Harp'te sözüm ona failler idam dahil, çeşitli cezalarla mahkum edilmişti. Ama ogün-bugündür, asıl tarihsel gerçeği hiç öğrenemedik!.
Yıllardır olayı gericiler yaptı deniyor! Peki kim bu gericiler?
Sakın kimse "Menemen hadisesi 1930'da oldu. Olayın ardından 72 Yıl geçti" diye bir mazeret ileri sürmesin!
Dostlarım; aradan yıllar da geçse, aydınlatılamayacak kusursuz suç yoktur.
Yeter ki bizler gerçeği aydınlatmak konusunda samimi olalım...
Geçmişi esaretten kurtarmak hepimizin öncelikli görevidir.
