35 Kaçakçının ölümü ile ilgili herkes, bu konuda ihmali olanları değil de, AK Partiyi sorguluyor.
Doğrusu bu ya, AK Partiyi zorda bırakacak böyle bir felaketi uzun zamandır bekliyordum!.
Bilindiği gibi "Balyoz ve Ergenekon" yargılanmalarında hayli yol alındı.Neredeyse karar aşamasına epey yaklaşıldı.
"Yargılanan komutanları" geçmişte yaptıkları darbe planlarından kurtarmak için yapılan tüm hamleler boşa çıktı!.
Bu durum sanık generallerin kurtuluş umudunu iyice kırıyordu.
Ama bir şeyler yapmaları, ve bulundukları zor durumdan çıkmanın, çarelerini bulmaları gerekiyordu!
Üstelik "Bizim mahkemeler" dedikleri, onların lehine karar verecek mahkemeler de kalmadı!.
Kurtuluş için geriye bir tek yol kalıyordu; AK Partiyi zor durumda bırakarak, iktidar gücünü zayıflatmak!...
Genel Kurmayın Planlı Hasdal ziyaretleri başlayınca, bu ziyaretlerin, generaller arasındaki mesleki dayanışmanın ötesinde, bir şeyler planlandığı yönünde derin kuşkularım vardı.
Öyle ya; bir otobüs dolusu generalin, "Hasdal Kışlasında" ne işi vardı?
Oturup hep birlikte, bulundukları zor duruma salya-sümük ağlaşmadılar herhalde!.
Peki, kamuoyundan onca tepki görmesine rağmen, sivil iktidara meydan okurcasına, Hasdal kışlasına yapılan ziyaretlerde neler konuşuldu?.
Kim ne derse desin; ben o ziyaretlerde içinde bulundukları zor durumdan çıkış yollarının konuşulduğundan adım gibi eminim.
Evet bu defa darbe planı falan yapamadılar ama, dediğim gibi "mevcut iktidarı nasıl zor durumda bırakırız!" planları yaptılar!...
Evet 35 kaçakçının ölümü ile sonuçlanan bombalama olayı, kaçakçılardan çok, AK Partinin itibarını vurdu!.
Hele hele "Nerede bu ergenekon verin adresini gidip kayıt olacağım" diyen, siyaset zorbasının "Ben bu konuda askeri değil, AK Parti iktidarını sorumlu görüyorum. Erdoğan çıkıp hesap vermelidir" mealindeki demeci, basın organlarında yer alınca; "Evet dedim. CHP için aranan kan bulunmuştur!" ve o kan aynı zamanda CHP'ye büyük bir siyasi koz verirken, adresini aradığı ergenekon içinde, kurtuluş ümidinin kapısını aralıyordu.
Eh kapı bir kere aralandı mı, ardına kadar açmanın çarelerini bulmak için. AK Partiyi zorda bırakacak, daha büyük hamlelerin aranması gerekiyordu!.
Değerli dostlar; 35 kişinin ölümü ile sonuçlanan o hadise, iki uçağın havada çarpışması kadar, zor karşılaşılacak bir durumdur!.
Yaklaşık otuz yıldır mücadele ettiğimiz "pkk teröründe" bu olay bir ilk!.
Yani böyle bir olay hiç yaşanmadı!.
Bir gazete; yaşanan bu olay için "pkk'ya Hayat öpücüğü" diye başlık atmış.
Evet bu "Hayat Öpücüğü" sadece pkk'ya değil, aynı zamanda, hem ergenekon ve balyoza, hem BDP'ye, hem de CHP'ye umut vermiştir!.
AK Parti gidecek; pkk, ergenekon, balyoz, BDP ve CHP yeniden hayat bulacak!.
Bu defa AK Partiyi zorda bırakacak, daha fazla tertip ve katakulli peşinde koşmaktan başka çareleri yok!...
Yalnız gördüğüm kadarıyla; sayın Erdoğan, şeytan kovalamaktan iyice yoruldu!. Sanırım biraz da bıkkınlığı da var!
Kurmayları ise, kendi dünyalıklarına katkıda bulunacak, "Milletvekili Emekli Maaşlarına" zam yapmakla meşguller!
Eh bir çoğuda AK Parti içinde 3'ncü dönemlerini tamamlıyorlar.
Yani tüzük gereği, onlarda yolcu!.
Gelecekte onlar için, bir daha seçilme yolu kapalıysa, partiyi yüceltecek hizmetlerin altına niye imza atsınlar ki!
Sayın Erdoğan için bundan sonrasının daha zor olacağını söylemeden geçemeyeceğim.
Ülkeye sıkıntı yaşatan, birikmiş sorunları halletmeden, Çankaya'ya gitmesinden en büyük zararı ülkemiz görür.
Yapılacak en önemli iş; muhalefetin de bastırdığı gibi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 5+5'e razı olup, sayın Gül'ü 5 Yıl daha seçtirip, başbakanlıkta bir 4 Yıl daha kalmak.
Aksi yönde karar verir de, Çankaya'ya çıkarsa, o Cumhurbaşkanlığı onun için "iğneli fıçıya" döner.
Sayın Erdoğan'ı bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.
Çankaya'ya çekilerek,büyük pişmanlık yaşayan, rahmetli Turgut Özal'ın yaşadığı pişmanlığı yaşamasını istemiyoruz.
Ülkemiz ondan başlattığı o onurlu mücadelenin sonunu getirmesini bekliyor...
Kalın sağlıcakla....