Güç güven verir. Güven ise, insanın hatalar zinciri oluşturmasına neden olur...
Sayın Başbakan, "Ustalık dönemim" diyerek başladığı, hiç bir lidere nasip olmayan, bu üçüncü döneminde, sanırım kendine duyduğu aşırı güven nedeniyle, seçmenleri tarafından hoş karşılanmayacak hatalar yapmaya başladı...
Evet bu hataların dibinde; sağlık problemleri nedeniyle siyasi gündemden uzak kalması bir sebep olabilir.
Ancaaak kimse sizin; "Gemiyi bir limandan, diğer bir limana getirirken, karşılaştığınız fırtınalarla ilgilenmez!. Sizin o gemiyi hedef limana sağ-salim getirip getirmediğinize bakarlar!...
Sözü; ülkemizde, Fransa'nın çıkarttığı "Ermeni yasa tasarısından" bile daha fazla yürekleri acıtan, "Ballı milletvekili emekliliği" ile ilgili yasaya getirmek istiyorum.
SGK Emeklilerinin özlemle beklediği, "intibak Yasası"nı "Dayan az kaldı!" deyip, bir Yıl sonraya erteleyecek, ama kendine gelince, hiç hakkın olmadığı halde, gece yarısı "Büyük katakullilerle" gizlice "Ballı Emeklilik Yasasını" çıkartacaksın!.
Bir de, "Utanmadan, sıkılmadan!" gazetecilere; "Kaleminizden kan damlamasın!" diyeceksin!
Lafın tamamı deliye söylenir miş!
Yani Cemil Çiçek'in bu sözü; "Bu olay aramızda kalsın. Millet bir şey duymasın!"anlamını taşımaz mı?.
Oysa "Gizlilikte fitne vardır, fücur vardır!."
Haydi "Türk Milleti"nden gizledin. Yukarıda Allah var. Ondan nasıl gizleyecek sin!
İçinde "Tüyü bitmedik yetimin hakkı olan" onca parayı nasıl vicdanına sığdırıp ta, çoluğun-çocuğunla yiyeceksin?
Sayın Başbakan'ın bu olaya müdahale etmesini büyük bir umutla bekledim. Ama sayın Başbakan'da tık yok!.
O da Cemil Çiçek'in tavsiyesine uymuş olacak ki, bu olayın bir "Oldu-bitti"ye gitmesine seyirci kalacak!.
Ülkemiz ne çektiyse, politik madrabazların şehveni arzularını frenleyememesinden çekti.
Millet yasalara uydu. Vekiller ise, yasaları kendine uydurdu!.
"Büyüme hızı" bilmem ne kadar mış!. Kişi başına düşen "Milli Gelir" 10.000 Dolar mış! Falan-filan! Bana ne!
Sen "Milli gelir" arttıkça, emekline vatandaşına, o milli gelirden pay vermeyip, gece yarısı üç kağıtlarıyla ona el uzatırsan, kusura bakma ama milletin gönlünden düşersin!.
Bu millet adamı zirveye çıkarttığı gibi, oradan indirmesini de bilir!.
Sayın başbakani; "Zirvelerde yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir!"
Evet, affedilmez bir hata, insanı bulunduğu zirveden tepetaklak indiriverir!
O Cemil Çiçek, öyle bir çiçek ki, nice liderleri soldurdu, tahtından inmesine neden oldu ama, kendisini hiç solmadı!. Onun için her mevsim bahardı!
Hep kendi kendime sormuşumdur: Ne var bu Cemil Çiçek'te?
Zirveyi yakalayan bütün liderler ne buluyor onda Allah aşkına?
Bu durum bir yetenek mi, yoksa perde arkasında bizim göremediğimiz gizli bir sır mı var!.
Demirel gitti, Özal gitti, Yılmaz gitti, Çiller giti! Ama, onlara kılavuzluk yapan Cemil Çiçek hep zirvede!.
Rüzgar nereden eserse essin, hep, Cemil Çiçek'in yelkenlerini şişiriyor!.
İnanın bu işin sırrını bir ehline sormak lazım...
Rahmetli annem hep "Aman oğlum, yüreğinizden Allah korkusunu eksik etmeyin."derdi.
Çünkü; "Allah korkusu" bir gitti mi, artık ne kalbin, ne de bedenin senindir.
Dünya nimetlerinin kölesi haline geliverirsin!
"Dünya nimetlerine köle olanlar ise, deniz suyu içenlere benzerler. İçtikçe susuzlukları daha da artar!"
Ölçülü eşitliğe dayanmayan, herkese kendi hakkını vermeyen, hiç bir hükümet sürekli olamaz.
Bir lider "Halkıma karşı sorumluluğum var" deyip, kendinden fazla, halkını düşünmelidir...
Hayat denilen bu imtihan dünyasında, "Bu da bizim halkımıza karşı sorumluluğumuz" diyecek, siyasi kadrolara o kadar çok ihtiyacımız var ki...
Bu dört şey sende bulunuyorsa:
1)- Emaneti iyi muhafaza ediyorsan,
2)-Devlet adamlığına hile karıştırmıyorsan,
3)-Millet'inden gizli iş yapmıyorsan,
4)Yediğini helal kazanıyorsan...
sen bahtiyarsın...
Sayın başbakan; gülümsemeyi unuttuk. Konuşmayı unuttuk. Eğlenmeyi unuttuk. Özetle yaşamayı unuttuk. Bir tek umudumuz sen varsın..
Bir başka baharı bekleyecek gücümüz de umudumuz da kalmadı!.
Sayın Başbakan; hiçbir siyasi parti, toplumda büyük tepki göreceğini bildiği böyle bir yasayı, liderinden gizli olarak meclisten bırakın geçirmeyi, teklif dahi etmeye cesaret edemez. Ne olur inisiyatif koyun ve bu rezalete bir dur deyin...
Değerli okurlarım kalın sağlıcakla...
