Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın “Yunanistan’da orman yakmak devlet sırrıydı” manşetiyle yayımlanan demeci, Yunanistan’da sert tepkiye neden oldu. Yunan politikacılar Türkiye’den orman kundaklamaları sebebiyle oluşan zararı ödemesini isteyerek AB’yi göreve davet etti.
Devlet terbiyesi almış bir adam; hangi "Saik"lerle olursa olsun, gidip komşu ülkenin ormanını yaktırmaz.
Yine; Türkiye gibi bir ülkede, ne yazık ki başbakanlık yapmış bir insan, her ne sebeple olursa olsun, başımızı derde sokacak, böyle bir açıklamayı yapmaz.
Poposunda mayasıl olanlar, oluşan gazdan kurtulmak için zırt-pırt koyvermek zorunda kalırmış!
Kısaca "mayasıl" denilen illet kimisinin poposunda çıkarken, "Mesut Yılmaz" gibilerinin de ağzında çıkıyor!.
Adam söylediği lafın gideceği yeri bilmeden ulu-orta “Yunanistan’da orman yakmak devlet sırrıydı” diyerek koyvermiş!
Rahmetli annem "Sözünü bilip konuşursan yüzünün nuru dökülmez evlat" derdi.
"İnsan olmak bir san'attır!" Hiçbir insan kendi yumurtasını pişirmek için, gidip, komşusunun evini yakmaz!
Hele hele "Ormanlarımdan bir dal kesenin, başını keserim" diyen bir ceddin torunu isen, orman yakmayı aklından bile geçirmezsin...
"Utanç duymamak kadar, utanç verici bir şey yoktur!"
Gerçi; "Başbakanlık uçağı" ile Budapeşte'ye kadar kumar oynamaya gidip, orada yumruk yiyen ve günlerce burnunda bantla dolaşan birinden söz edince, "utanç" kavramı, birden anlamını yitiriveriyor!.
Hak her şeyin üstündedir. Hiçbir rüzgar onu deviremez...
Adı anılan zat, başbakanken gerçekten böyle bir haltı işlediyse, Yunanistan davasında haklı.
Ve dış dünya'da bildiğim kadarıyla Mesut Yılmaz'ın daha önce yararlanarak paçayı kurtardığı "Zaman aşımı kavramı" yok...
-Ki olsa da, uluslararası mahkemeler böyle bir kavramı bizim lehimize işletmezler!.
Aldık mı başımıza belayı!. Yunan'ın elindeki delil sağlam!. Başbakanlık yapmış birinin "basın önünde itirafı" var...
Bütün dünyaya "Soykırımcı" olmadığımızı anlatmaya çalışırken, şimdi bir de adımız "Orman yakan Neron"a çıkacak!.
Kim ne derse desin bu durum yabana atılacak bir mesele değil... Mutlaka ciddiye almalıyız. Uluslararası Mahkemeler harekete geçmeden, savcılarımız hemen harekete geçmeli ve Mesut Yılmaz'ın derhal, ama derhal ifadesi alınmalıdır...
Gerekirse; yediemin olarak mahkeme sonuçlanana kadar mallarına el konulmalıdır...
Ülkemizin geçmişini tahrip eden, ağzı gevşek, bu karanlık adamın bu davranışını kabul etmediğimizi ancak böyle tekzip edebiliriz...
Peki; kulağımızın üstüne yatsak, ve durumu konjonktüre bıraksak ne olur?
İşte bu olmaz!.
Çünkü; durum gerçekten ciddi.
İstesek de istemesek de, er veya geç bu durum karşımıza çıkacak!.
Bakınız; hukukta kolay yolu seçenler fevkalade yanılırlar. Mesut Yılmaz adını andığı suçu hiç işlememiş dahi olsa ortada itiraf var. Ve bunun hesabını bizden sorarlar.
Hukukta "Efendim böyle bir şey varsa tasvip etmiyoruz" demek yeterli değildir.
Karşımızda ekonomisi çökmüş bir Yunanistan var. Ve bu Yunan'ın can havliyle yapmayacağı yoktur!..
Yunanistan'ın sesini kesmek için hemen harekete geçmeli, ve uluslararası vicdanı susturmalıyız...
Kalın sağlıcakla