Basınımızın keçi sakallılarından Yalçın Doğan’ı pek fazla okuduğum söylenemez.

Asım YENİHABER

Yine de okumak niyetinde değildim.

Fakat okuttular! Ne saçmalık değil mi? Okumaktan hazzetmediğiniz bir yazarın yazısını okumak zorunda kalıyorsunuz.

Mevzu Diyanet İşleri’nin “Aile ve irşat büroları” kurmayı planlaması. Konu sayın yazarı harekete geçirmiş.

Fena halde kızmış. Yazısına “Her eve bir imam” başlığını atmış. “Bugün saat 16.00-17.00 arasında evde misiniz? Sakın evden ayrılmayın, aile imamı sizi ziyaret edecek.”

Güya tahkir ediyor, tehzil ediyor. Alay ederek önemsizleştirmek istiyor.

Diyanet’in “aile imamlığı” gibi bir kurum oluşturduğu yok.

Esas olan “dini alanda bilgilendirme”.

Böyle bir bilgilendirme kimlere yapılır? İhtiyacı olanlara.

Peki böyle bir bilgilendirmeye ihtiyaç var mıdır? Türkiye gibi her önüne gelenin din alimi kesilip fetva verdiği bir ülkede kesin olarak vardır.

Bu kartaloz yazarın Diyanet’in “alo fetva” hizmetinden de haberi yok anlaşılan. Haberi olsa idi, çok önceleri başlayan bu uygulamaya da saldırırdı.

Din, cami, bu ülkenin vazgeçilmezi...

Memlekette ezansız semt yok elhamdülillah.

İnsanımız şu veya bu derecede inançlı. Din aidiyet unsurlarımızın en kapsayıcısı.

“Elhamdülillah Müslümanım” diyenler büyük çoğunluğu oluşturuyor. Düşünün bir, ne kadar büyük bir kardeşlik halkası.

Vakit namazlarını kılanların sayısını Allah bilir. Fakat bayram ve cuma namazlarına büyük teveccüh olduğundan şüphe yok.

Ramazan’da geçen yıl o sıcağa ve uzun günlere rağmen oruç tutanların yüzdesi yetmişlerle, seksenlerle ifade ediliyordu.

Çıplaklığın, alkolün tavan yaptığı sahillerde bile, Ramazan’ın tesirinin hissedildiğini yazarın mensup olduğu basın grubunun kalemleri yazıyor.

Peki, dinin bu etkisi bilinirken, dini konularda bilgilenmeden neden korkulur?

İnsanlar kıt bilgileriyle, yanlış yunluş öğrendikleriyle “Müslüman” olacaklarına, doğru, sahih bilgilerle Müslüman olsalar, dinin icaplarını şuurlu olarak yerine getirseler daha iyi değil mi?

Diyanet’in tasarladığı bundan farklı olabilir mi?

Diyanet görevlilerinin yazdığı şekilde kendisini arayıp filan saatlerde evdeyseniz ziyaretinize geleceğiz demesi mümkün mü?

Ama bir talep varsa, isteniyorsa, arzu ediliyorsa, elbette bilgi vermek bu kurumun görevi. Hani bu kurum da halkın vergileri ile ayakta duruyor.

Yalçın Doğan korkma! Sana istemedikçe “aile imamı” göndermezler. Ama “cenaze imamı”nı istemesen de göndereceklerinden eminim!