Taksim Parkının açılışını yaparken, açıklama yaptığı sırada bir kadın sayın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya hitaben 'Parkta eşimle öpüşebilecek miyim'diye sordu.
Vali Mutlu, hiç beklemediği böyle münasebetsiz bir soruya nasıl cevap versin!
'Milletin örfleriyle çelişmiyorsa, millet yadırgamıyor sa istediğinizi yapabilirsiniz'yanıtını verdi.
Kaltağın sorduğu soruya bakar mısınız?
"Vali bey burada eşimle öpüşe-bilecek miyiz?"
Be rezil kadın; Allah'tan korkmuyor, kuldan utanmıyorsan istediğin haltı işleyebilir, hatta bütün parkları yatak odalarına çevirebilirsiniz!
Oldu-olacak belediyelerden parklarda; salıncak, tahterevalli gibi çocuk oyun aletleri yerine, istediğiniz haltı rahatça işleyebilmek için yatak konmasını da talep edebilirsiniz!
Parklar zaten aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmayan, Kurallara uygun ahlaki değerleri benimseyen vatandaşların dinlenip, soluklanabileceği yaşam alanları olmaktan çıktı!.
Yerine fahişelerin, sarhoşların,sapıkların,dönmelerin, yukarıdaki münasebetsiz kadın örneğinde olduğu gibi, amacı toplumsal ahlakı dinamitlemek olan, sapık zihniyetli şarlatanların barınma alanları haline geldi.
"Vali bey burada eşimle öpüşe-bilecek miyiz?"
Tabii ki öpüşebilir, hatta hayvanlar gibi daha da ileri gidebilirsiniz!
Çünkü utanmaza her-şey serbest!
Yalnız sayın valiye bu soruyu soruyu sorduktan sonra, ne kadar hafif-meşrep bir kadın durumuna düştüğünü fark edebildin mi!
Haaaa bana inanmıyorsan bunu git inandığın-güvendiğin birine sor...
Devam et zavallı yaratık!
Bu yolda, ahlaki değerlerin sırtında tepinmeye devam edin!
Hayat bu işte:
Çöküntü yaşayan bütün toplumlar, ahlaki değerleri yerlere serilmeye başladığı an çökmeye başlamışlardır.
Yalnıııız başımıza özgürlükçü kesilen, ahlaki değerlerin yozlaşmasına göz yumanlar, alkol-uyuşturucu kullanımını özgürlük kılıfına sokup,demokrasi diye yedirmeye çalışanlar, eşcinsel evlilikleri savunanlar, "kendi evlatlarının da güvende olmadığının farkında mı acaba!"
Evet demokrasi; "Bir şey hakkınsa almaya çalış" der ama, bu hakkı "af buyurun" beygirler gibi sana ulu-orta ayakta kullanma hakkı vermez!.
Cinsel özgürlük denilen şeyi sen; parkta, sokakta, caddede, kısaca topluma açık her yerde, "aleni" hayvanlardan farksız bir şekilde yaşanan bir şey olarak algılıyorsan, bu toplumun senden ve senin gibi düşünenlerden "daha çooook çekeceği var" demektir!.
Bir insan, özellikle kadın; ahlaki değerleri ne kadar çok kuşanırsa, başı o kadar dik olur.
Çünkü; her ahlaki değer, "İnsanın şahsiyetine konan tuğladır."
Şunu asla unutmamalıyız: Bütün büyük cinayetlerin birinci nedeninin ahlaktan ve alkolden kaynaklandığı İlmen sabittir.
Işık yoksa gözün, ahlaki değerler yoksa toplumun değeri yoktur...
Ahlaki değerlerimizle uğraşan alçaklar; Gençlerimizi diploma karşılığında düşüncelerinden,inançlarından,kişiliklerinden yoksun bırakmak istiyorlar.
Oysa; kaynağını ahlaki değerlerimizden alan kişiliğimiz, bütün diplomalardan daha önemlidir.
Felsefeciler "İnsanlar doğmazlar,olurlar"der.
O diploma sizin ahlaki seviyenizi göstermiyor. Ahlaken İyi ve güvenilir bir insan olduğunuzu belgelemiyor.
Ne yazık ki, (tarife uymayanlar konumuzun dışında) ideolojiye boyun eğdiğinizi teşvik ediyor.
"Bu diplomayı hak eden kimse; düşüncelerini terk etti, inançlarından vazgeçti, bizim ideolojimizi kabul etti. Bize teslim oldu." demek istiyorlar...
Makalemize konu olan hatun gibi düşünen ve yaşayanlara sesleniyorum:
"Ahlaki değerlerimiz, aklın hocası ve düşüncelerimizin rehberidir."
Aldığınız, yada alacağınız o diplomalar, tuvalette bile bir işe yaramaz!.
"Ağacın kurdu özünden olur."
Geleceğe ait en sağlam köprüleri ahlaki değerleri olan insanların kurduğunu, bir Sosyal-Bilimci olarak söylemeden geçemeyeceğim.
Utanma duygusu kadının süsü, ahlaksızlık ise toplumsal yaşamın virüsüdür.
Değerli okurlarım kalın sağlıcakla...