İyisi, kötüsü, acısı, tatlısıyla bir seçim dönemi daha biterken, yepyeni bir döneme doğru adım atacağız. Liderler ve parti yönetimi için en zor dönem, il il milletvekili adaylarını tespit dönemidir. Çünkü; aday adayları arasında herkes partisi için çok çalıştığını iddia eder ve bunun karşılığını görmesi gerektiğine inanır. İktidara talip, parti başkanı bu yüzden, hem dengeyi kurmak, hem de iktidara geldiğinde ülkeyi yönetecek en iyi kadroları bulmak zorundadır. Böyle bir siyasi parti en az 3-4 hükümete bakan çıkartabilecek kadar en iyi adayı tespit etmekle mükelleftir. Aksi halde kadroları oluşturamazsanız, iktidarda başarılı olamaz, bir dahaki seçimde oy kaybına uğrarsınız...
İktidarda bulunan siyasi partiler genelde, her seçimde oy kaybına uğrayarak biraz daha küçülürler!. Ama bu paradigmayı AK Parti yıkmış ve her dönemde biraz daha büyüyerek gelmiş, bir anlamda "Siyasetin hayat damarlarına, bir güneş gibi doğmuştur"... AK Parti uyguladığı doğru politikalar sayesinde, muhalefetin siyaset alanını iyice daraltmış onların büyümesine engel olmuştur... Öyle ki, muhalefet partileri siyasi startejiler geliştiremedikleri için sırf kendilerine yandaş sağlamak gayesiyle, AK Parti'ye karşı muhalefetin dozunu yükselterek, "Ergenekon çetesi"nin hamisi kesilip, AK Parti'yi hata yapmaya zorlamışlardır. Ama sayın başbakan ilk başlarda "Ben bu ergenekon'un savcsıyım" diyerek tuzağa düşmüş sonra da bu oyunu erken fark etmiştir!..
"Kıyıdan uzaklaşmayı göze almadıkça, okyanusları keşf edemezsiniz". Sayın başbakan; kendi deyimiyle, çıraklık ve kalfalık döneminde bile, bu ülkeye unutulması imkansız büyük hizmetler yapmıştır. Dokunulması akla hayale gelmeyecek, burnun kıl dahi aldırmayan, bilumum omuzu kalabalık hainlerin hakim karşısına çıkarak, "esas duruşta" hesap vermelerini sağlamıştır!..
Bütün dünyanın ekonomik kriz yaşadığı bir dönemde Türkiye'nin büyüme kayd etmesi, dış dünyada itibarımızn artmasına neden olmuştur!.. Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya, Fransa hatta ABD bile ekonomik krizle boğuşarak ekonomik bakımdan küçülürken, Türkiye'nin büyüme kayd etmesi; ülkemizin "Hasta adam " imajını yıkmıştır!..
Hele hele yıllardır İsrail'in kucağında dış politika güden "Şapgalı babalar ve kumarbazlar" nedeniyle dış dünya'da bize itibar kaybettiren siyasilerin hamisine, "One-Minute" diyen sayın Erdoğan, Türk halk'ının kalbinde bir kez daha yer etmiştir. Bu durum sadece Türkiye'nin değil aynı zamanda orta-doğu'nun da işine yaramış, buraları sömüren İsrail'in her geçen gün biraz daha yalnızlığa terk edilmesine yol açmıştır.
Bundan sonra "Zekasını şeytana kiralamış, milleti 2-3 anahtara, kaynağı belirsiz 600 TL. maaşlara ve ihtiraslı liderlere miletin kanacağı dönemler bitti. Miletimiz, aynı delikteki yılana parmağını tekrar tekrar değdirip sokulmaktan bıktı!. Evet herkese 600 TL maaş çok cazip ama cazip olan herşey güzel demek değildir!.. Zira şeytan'da cazip görünür insana ama, asla çirkin yüzünü göstermez...
"Otu bile söker, önce köküne bakarlar". Cazip vaadleri bol siyasiler, geçmişte bu ülkeye ne verdiler ki, bundan sonra versinler!. Onlara destek verenlerin gözleri yine bankalarımızda, ve milletimizin nimet ambarlarında!. Evet hortumcuların gidecek 2'nci vatanları var, ama ya bizler!. Bakın Dalan, Uzan VD. ülke hazinesine uzanmak için fırsat kolluyorlar!.. AK Parti bugün iktidardan inse, onlar hemen milletin ensesine çöreklenip boza pişirmeye devam edecekler!...
Yüce Allah'tan; darbelecilere, şapgalı babalara, kumarbaz başbakanlara ve bilumum hainlere fırsat vermemesini diliyorum...
Kalın sağlıcakla.
