6 Mart 2011 Pazar
"BİR SİYASİ PARTİYE BÜYÜKLÜK VEREN ŞEY, LEŞ KARGALARI İLE DOSTLUĞU DEĞİL, HALK'A OLAN YAKINLIĞIDIR".
Sosyal Bilimlerde hocalarımız bize; "Dinamik Tahlil Metodu" diye bir şey öğretmişlerdi.
"Dinamik Tahlil Metodu" ile günlük siyasi meseleleri yorumlarken; aklı, bilgiyi ve ahlakı önceleyerek, siyasi paradigmalar oluşturmamızı öğütlemişlerdi. Fakaaat hocalarımız bize bu bilgiyi verirken, Türkiye gibi bir ülkede yaşadığımızı unutmuş, gelişmiş ülke demokrasilerini baz almışlardı!.. Oysa burası Türkiye. Burada CHP ve MHP gibi ne istediğini bilmeyen bir muhalefet var!. Burada demokrasi çoğu zaman, onlar sayesinde, çöp sepetinde!..
Sözü fazla uzatmadan CHP ve MHP'nin; yaklaşan seçimlerle birlikte, "Ergenekon hainleri"ni hapisten kurtarabilmek için, "milletvekili adayı" göstermek istemelerine getireceğim. Bu fikir ilk "Süheyl Batum" tarafından ortaya atıldığında, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu karşı çıkmış, ve "bunun imkansızlığını vurgulamıştı"... Fakaaat "5 Mart günü" gazete ve televizyon haberlerinde aynı Kılıçdaroğlu; "Mustafa Balbay adaylık için partimizi seçerse, bundan şeref duyarız" deyiverd!..
Haydaaa gel de çık işin içinden !.
Dünyanın neresine giderseniz gidin; "Ergenekon'cu hainlerin işlediği haltlar suçtur!".
Peki bu CHP 12 Haziran Seçimlerinde "Oy'u kimden isteyecek?"... Evet "Uyuyan birini uyandırmak kolaydır. Ammma uyur numarası yapan birini uyandırmak, hem çok zor, hatta imkansızdır!. Ne oluyoruz Allah aşkına? CHP ve Engin Alan gibi bir haini aday göstermeyi planlayan MHP, 12 Haziran'da yoksa iktidarı sandıktan beklemiyorlar mı?
O Engin Alan değil miydi, "Başörtüsüne ve inançlı kesime" kırmızı görmüş boğa gibi saldıran?
Haaa aynı MHP; "Biz Türkeş'ten devraldığımız 'milliyetçi' gömleğini çıkardık, tamamen 'ulusalcı' kanada yerleştik" diyorsa, orası başka!. Ama yine de bunu "Hitap ettikleri seçmen kitlesi"ne anlaşılır bir biçimde izah etmeleri gerektiği kanaatindeyim. Öyle değil mi?. "Ya olduğun gibi görüneceksin, ya da göründüğün gibi olacaksın"!..
Kim ne derse desin; "Ahlak ve faziletten yoksun parti politikalarını uygulayanlar, bir çuval çamurdan bile daha değersizdir"!.. Kimsenin ama hiç kimsenin "Vatan hainleri"ni bir kahraman mış gibi, yaldızlamaya hakkı yoktur!. Varsayın ki adı geçen hainler TBMM'si çatısı altına girdi, ve dokunulmazlık zırhına bürünerek bilindik ihanetlerini sergilemeye başladı; bu durum "siyasete itibar kazandırır mı?".
Haydi siz "Ergenekon hainlerini" aday gösterdiniz, peki pkk'nın siyasi kanadı tutar da "Apo kahpesi"ni aday gösterirse, buna ne diyeceksiniz?..
Şunu unutmayın, bay Kılıçdaroğlu ve bay Bahçeli; bu millete seçtirdiklerinizle seçilirsiniz. Namuslu birini aldatmak kadar kolay birşey yoktur. Halkımızın kafasını karıştırarak, belli bir kesimi belki aldatırsınız, ama; hem kendinize, hem partinize, hem de TBMM'sine itibar kaybettirirsiniz.
Gelin bu sevdadan vazgeçin, iktidarı karanlık odalardan değil de, halk'tan isteyin!. AK Parti gibi projeler üretin: Önceliği karanlık mihraklara değil de, halk'a verin... "Bir siyasi partiye büyüklük veren şey, leş kargaları ile dostluğu değil, halk'a olan yakınlığıdır". Nereye gittiğinizi görmek istiyorsanız, öncelikle tuttuğunuz yola bakın... Değerleri kirletilmiş bir demokrasi kimseye yarar sağlamaz. Bunu görün artık...