
CNN Türk televizyonunda katıldığı programda konuşan Özbek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in "İş yükü fazla ve yeni hakim ihtiyacı var ise şayet, mevcut hakim ve savcıların niye görevden alınmasını istiyorlar" sözleriyle ilgili "Mevcutlarla ilgili olarak öneri verildi. Çünkü geçen yılın devamındaki gibi sürekli olarak bize şikayetler geliyordu.Ergenekonsavcıları da vardı. Sayıları fazla değil 2-3 kişiydi." diye konuştu.
Özbek, dünkü açıklamalarında Balyoz davası savcılarına müdahalesiyle gündeme gelenİstanbulCumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in özel yetkili bir savcı hakkında Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Özel yetkili hakim ve savcıların görev yerinin değiştirilmesi için haklarındaki soruşturma evrakının Kurul'a gelmesinin gerektiğini söyleyen Özbek, "İstanbul başsavcısının oradaki bir savcı arkadaşımızla ilgili olarak, benim verdiğim talimatlara uymadı diye CİGM suç duyurusunda bulunduysa, bu evrakın gereği Adalet Bakanlığı'nın genelgelerine ve mevzuata uymamak diye kınama cezası gerektiren bir eylemin gereğinin yapılması gerekmez miydi? Kınama cezası verilmesi halinde bu arkadaşımızın yerinin kararnameyle değiştirilmesi gerekiyordu." ifadelerini kullandı.
Özbek, Ergenekon davasına bakan hakimin görevden alınmasını 'tutuklulu sanıkları tahliye etmediği' gerekçesiyle istediklerini söylemesi dikkat çekti. Özbek, şöyle konuştu: "Dosyanın içeriğini hakikaten bilmiyorum. İktidar partisinin genel başkan yardımcısı artık bunlar fazla kaldı olmaz diyebiliyorsa, meclis başkanı fazla kaldı diyebiliyorsa. Adalet Bakanı bir söyleşisinde insan hakları ihlallerinin boyutlarına gelmemesi gerekir diyorsa artık ben bunları oradan alsam nolur almasam ne olur. O işi onların temizlemesi lazım. Eğer oradaki arkadaşlar bir takım usulsüzlükler yaptılarsa onun değerlendirileceği yer Kurul'dur. Kurul'da görüşülmeyecekse nerede görüşülecektir."
"HAKİM VE SAVCILARIN GÖREVDEN ALINABİLMESİ İÇİN HAKKINDA SORUŞTURMA OLMASI GEREKİYOR"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yargı hükumeti engelliyor' sözlerine de siyasetçi üslubuyla cevap veren Özbek, Başbakan'ın yargıyı ayağında pranga olarak gördüğünü öne sürdü. Özbek, "Zaman zaman Başbakan'dan bakanları kapı dışarı koyabileceğini, milletvekillerini sözleri nedeniyle söz ola kestire başı gibi ifadeler duyduk." şeklinde konuştu. Özbek, bu sözlerin referandumu sürecindeHSYKve yargıya karşı yürütülen bir propaganda olarak gördüğünü söyledi. Hakim ve savcıların görevden alınabilmesi için hakkında soruşturma olması gerektiğini belirten Özbek, "Disiplin bölümünde haklarında soruşturma yapılmış arkadaşlarımızın yerlerinin değiştirilmesi gündeme geliyor. Kınama cezası alması durumunda dahi bu arkadaşımızın kararanemeye konma durumu olabiliyor. Bunları getirin dedik. Söylediğimizde tepkiyle karşılandı. Kesinlikle böyle bir yaklaşıma girmeyiz dendi." ifadelerini kullandı.
Özbek, geçen yıl Ergenekon soruşturması hakim ve savcılarının görevden alınması teklifini kendisinin önerdiğini söyledi.
Adalet Bakanlığı'nın kararname taslağını geri çekmesi üzerine HSYK toplantılarına ara verilmişti. Kadir Özbek,Adalet BakanlığıMüsteşarı Ahmet Kahraman hakkında toplantıya katılmadığı ve Anayasal kuruluş olan HSYK'nın çalışmasını engellediği iddiasıyla Yargıtay Başkanlık divanına 19 Ağustos'ta suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Özbek; "Ancak sayın bakanın izin vermemesi halinde yapacak bir şey yok." dedi.
"STATÜKO KORUMA GİBİ BİR AMACIMIZ OLAMAZ"
Refaranduma ilişkin hazırladıkları 'neden hayır' kitapçığıyla ilgili de konuşan Özbek, kendilerine yönelik kampanya yapıldığını savunarak, "Biz kendimizi savunmaya çalıştığımızda 'siyaset yapıyorlar' diyorlar. Maalesef statükoyu korumaya çalıştığımızdan bahsettiler. Statüko koruma gibi bir amacımız olamaz." dedi. Görevi bitiminda Yargıtay'daki odasına döneceğini söyleyen Özbek, "Oradaki odamın büyüklüğü İmralıdaki odadan daha küçük. Bir penceresi var, gökyüzünü bana göstermeyen bir duvar var. Sayın bakanların her biri bir yerde HSYK'yı yerden yere vuruyorlar. Halkı aldatmaya çalışıyorlar. Söylediklerinin bir kısmını kendileri de bilmiyorlar. Yanlış beyanda bulunuyorlar. Bundan çok inciniyoruz. Yargı bunu hak etmedi. Bir hükümet düşünün kendi yargısıyla bu kadar kavga ediyorsa arkasında çok önemli şeyler vardır." şeklinde konuştu.
CİHAN
27.08.2010 18:39:55
*****************************************************************************************
Özbek: Seyfi Oktay aracı oldu

HSYKBaşkanvekili Kadir Özbek, bir televizyon programında soruları cevaplandırdı.
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın, HSYK'ya müdahale ettiği iddialarının sorulması üzerine Kadir Özbek, şunları söyledi:
''Bu tür söylemler ve haberler Oktay ile ilgili yasal işlem yapıldıktan sonra ortaya çıktı. Oktay'ı çalıştığım dönemde Adalet Bakanı olduğu için tanırım, uzun süreden beri de görüşemiyordum. İki hakim arkadaşımız, Oktay ve ben yemek yedik. Gelen arkadaşlarımızİstanbul10 ve 14.ağır ceza mahkemesibaşkanları. Kendilerin bir takım sıkıntılıları olduğunu söylediler. Adeta 'bizi buradan kurtar, çalışacak durum kalmadı' dediler.''
''Bu taleplerin gelmesi doğal, ancak bu tür birisinin aracılık etmesi doğal değil.'' diyen Özbek, ''Sevdiğiniz, saydığınız bir Bakanın referansını gözardı edemezsiniz. Ancak o dönem herhangi bir işlem yapmadık. Bu kararnamede bu arkadaşlarımız alınsın diye önerdim. Köksal Şengün'ün benimle görüşmek istediğini de Seyfi bey iletti. Köksal bey de geldi, Yargıtay üyeliği istedi. Bunun uygun olmayacağını, davaya müdahale anlamı taşıyacağını, kusura bakmaması gerektiğini söyledim.'' diye konuştu.
-İDEOLOJİK GÖRÜŞÜMÜZ VARDIR-
Başbakan Erdoğan'ın, HSYK ve yargı organlarının ''ideolojik karar verdiği'' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Özbek, şöyle konuştu:
''Sadece ve sadece Anayasa'nın bize verdiği idari görevi, hakim bağımsızlığı ve teminatı esaslarına göre yapmak istiyoruz. Bu noktada, kendileriyle çeliştiğimiz, zaman zaman değişik uygulamaları gördük, ama olması gereken buydu. HSYK'nın ve Türk yargısının ideolojik bir görüşü vardır, bu görüş anayasamızın başlangıç bölümünde yazılı.Atatürkilkelerine bağlı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin gerekleridir. Bizim ideolojimiz bu, ancak bunun dışında bir beklenti, bir duruş, bir taraf olma durumu varsa elbette biz de karşı ideoloji olarak değerlendirmeliyiz.''
AA