Ülke tarihimiz kontrol edemediğimiz karanlık olaylarla doludur.
27 Mayıs Darbesi'nden tutun da,
Dokuz Subay Olayı,
22 Şubat 1962 Ayaklanması,
20 Mayıs 1963 Ayaklanması,
20 Mayıs 1969 Darbe Teşebbüsü,
9 Mart 1971 Darbe Teşebbüsü,
12 Mart Muhtırası,
12 Eylül Darbesi,
28 Şubat Süreci,
27 Nisan e-muhtırası,
Poyrazköy davası,
Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven darbe planları,
Balyoz darbe planından, irticayla mücadele eylem planına kadar, ülkemin geleceğini karartan birçok olayın, her Türk vatandaşı gibi; hem ekonomik, hem sosyal, hemde sosyolojik sonuçlarını acı bir biçimde hep beraber ödedik.
Hala da ödemeye devam ediyoruz...
Gerçeklere ulaşmak kolay olmayabiliyor ama, üzerine kalın bir sis bulutu çekilmek istenmesine rağmen yine de, gizlenenler zamanla ortaya çıkıyor...
Fakat iki olay var ki, bunlar gizemini hep korudu!
Biri 1995'te dönemin başbakanı Mesut Yılmaz Almanya dönüşünde gizlice Macaristan'da kumarhaneye uğramış, burada da bir Türk tarafından yumruklu saldırıya maruz kalmıştı. O günlerde ülkemizin itibarını beş paralık eden, hakkında çeşitli haberler yapılmasına rağmen Türk halkı bu olayın asıl nedenini öğrenemedi...
Mesut Yılmaz o kumarhanede ne arıyordu.
Almanya dönüşü Macaristan'a uğrayacağını neden Macar makamlarına dahi bildirmemişti?
Bir diğer olayda terörist başı Öcalan'ı Kenya'da teslim edenler, bunun karşılığında Fethullah Gülen'i takas olarak istedikleri iddiası.
Bu iddia yıllardır konuşulmasına rağmen, muhataplarından bir kişi çıkıp-ta yalanlama yoluna gitmedi!.
Öyle ya, 28 Şubat Darbesini yapan hainlerle arası çok iyi olmasına rağmen,Gülen ABD'ye neden kaçsın?
Bu takasın asıl amacı neydi ve neden yapıldı?
Dönemin başbakanı Ecevit ve karısı Rahşan, neden birdenbire Fethullah Gülen aşığı oldular!
Bu aşk Gülen'den "Şefaat hakkım olsa, Ecevit'e şefaat ederim" diyerek karşılık görmüştü!
Daha da önemlisi Rahşan hanım,bugün bile hala Gülen'e neden övgüler yağdırıyor!.
O zamanlar Gülen Cemaatinin siyasette sağ kolu olduğu söylenen Hüsamettin Özkan neden hala çıkıp konuşmuyor?
1999 Genel Seçimlerinde DSP ve cemaat anlaşmış, cemaate mensup 7 milletvekili DSP'de siyasete girmiştir.
Kısaca cemaat aktif siyasete DSP döneminde başlamıştır.
Bu gerçekler neden halktan gizleniyor anlamıyorum!
Şimdi de Cemaatin BBP ile anlaşmaya çalıştığı ve konuda gizli pazarlıkların yapıldığı söyleniyor.
BBP'nin siyasi rotasındaki değişiklik, bu iddiaların doğruluğunu ortaya koyuyor.
Bu millet sırtına saplanan hançeri tutan ellerin farkına geçte olsa varıyor.
17 Aralık Darbe teşebbüsü ülkemizde operasyon yapmak isteyen dış güçlerin,tertipledikleri olayların kalbidir.
Cemaat de-CHP'de, bu kirli operasyonun bir parçasıdır.
Sayın başbakan Erdoğan;ülkemizin geleceğini yarına en güzel şekilde emanet etmek için, zor dönmlerde "şapgasını gapıp kaçmayarak!" akıl-almaz bir fedakarlık, sabır ve cesaret örneği sergilemektedir.
Ne olur aklımızı elimizde tutalım.
Sayın Erdoğan ülkemizi dünyada güvenilir ülkeler haline getiren projelerinden vazgeçsin, Vallahi dünya kendisi il uğraşmaktan hemen vazgeçer!.
Aslı astarı olmayan yolsuzluk iddialarının bu kadar çok ortaya atılmasının nedeni de, anılan projeleri önleme çabasından başka bir-şey değildir!.
Toplumsal algıyı başkalaştırmak için planlanmış iddialardır bunlar.
Hakikat'ı boğarak susturmaya çalışıyorlar...
Kemalistlere göre Türkiye batıyor!
Ülkücülere göre Türkiye batıyor!
Cemaate göre Türkiye batıyor!
CIA'ya, Mossad'a göre Türkiye batıyor!
Evet gelişen ve hızla değişen Türkiye, açık ve net bir biçimde bu hainlere batıyor...
Kalın Sağlıcakla...