Utanma duygusu; Yüce Allah tarafından insanlara verilmiş, en ulvi duygudur.
Utanmayı bilmeyen bir kimse, toplum tarafından hoş karşılanmayan bir takım eylemleri rahatlıkla yapar!.
Ayıp, ya da çirkin davranışlar onu hiç mi-hiç etkilemez!.
Utanmazın vicdanı, vicdansızın utanması yoktur.
Utanmaz insan yaptığı eylemlerle ilgili olarak kendisini sorgulama ihtiyacı duymaz.
Yaptığı işlerden dolayı kendisini sorgulamayan insan da, bu duygudan yoksun olduğu için, utanmazla-vicdansız arasında hiçbir fark yoktur...
Rahmetli annem; "Utanmaza her şey serbest!" diyerek, utanmayan insanın, toplumun değer yargılarına uymadan canının istediği her şeyi rahatlıkla yaptığını ifade etmeye çalışırdı.
Sözü tahliye talepleri reddedilen ergenekon sanıkları ile ilgili kararı protesto eden CHP Genel başkanı "Yoldaş Kemale" getirmek istiyorum:
Ergenekon Davası'nda mahkeme CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Doğu Perinçek ,Veli Küçük ve İlker Başbuğ'un tahliye taleplerini reddeddi ya, "Yoldaş Kemal" buna çok kızmış ve medya önünde;
"Orada iktidarın yargıçları var.Sanırım Başbakan en mutlu günlerinden birini yaşıyordur." demecini patlatmış!.
"Yoldaş Kemal'in" bu demeci beni birden bire yıllar öncesine götürdü:
Dönemin SHP’li Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, 22 Ağustos 1995’te CHP İstanbul İl Kongresi’nde yargıda nasıl kadrolaştıklarını itiraf etmişti. Moğultay, “Hükümetten 5 bin kişilik kadro çıkardım. Bu kadroları örgütüme vermeyip de MHP’ye ve Refah’a mı verseydim. Seyfi Oktay zamanında 2 bin civarında hâkim alındı. Benim zamanımda bin civarında hâkim alındı. 3 bin hâkim aldık” demişti.
CHP denince onda kadrolaşma ile ilgili vukuat hiç bu kadarla biter mi!
CHP Kemer İlçe Kongresi’ne katılan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, eski genel başkanı Deniz Baykal, eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’lileri sert bir dille eleştirirken “belediyede kadrolaşma” yaşandığını adeta itiraf etmişti. İşte Mustafa Akaydın'ın yaptığı o konuşmadan satır başları:
Belediyemde belli sayıda partili var, işçi var. Üç yıl boyunca belediyeye yüzde 40 oranında işçi yerleştirdim ama bunlar parti referansıyla yerleşmiştir. Belediyede 220 üye var. Partide entrika siyaseti yaşıyorum.
Belediyemde belli sayıda partili var, işçi var. Üç yıl boyunca belediyeye yüzde 40 oranında işçi yerleştirdim ama bunlar parti referansıyla yerleşmiştir. Belediyede 220 üye var. Partide entrika siyaseti yaşıyorum.
Bütün bunları saymışken Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın ses kayıtlarına da yansıyan "Yamyamları doyuramıyorum" sözünü unutmak mümkün mü! Hafızalara kazınan bu söz CHP'yi bir hayli karıştırmış ve dava konusu olmuştu...
"Ocak içinden tutuşur"
"Yoldaş Kemal" malum medya tarafından büyük umutlarla pompalanmış ama, ergenekon tarafından tezgahlanan bir kasetle Genel başkanlıktan inen "Uçkur düşkünü" Deniz Baykal'ın bile performansını yakalayamamıştır.
Peki niye? Çünkü Yoldaş Kemal siyasette hata yapmaya doymamaktadır!.
Önce "Nerde bu ergenekon verin adresini hemen gidip kayıt olacağım" demiş, "Ergenekon sanığı hainleri" davayı hafife alarak kurtarmayı başaramayınca da, malum kişileri milletvekili adayı yaparak "Silivri ile TBMM arasına tünel açmayı" denemiştir..
Atalarımız; "Öküz başlı inekte süt, inek başlı öküzde güç olmaz" diyerek, kafa yapısının hayatın gerçekleriyle örtüşmesinin önemini vurgulamışlardır.
CHP bugün bir parti görünümünde ama, bir siyasi partinin işlevlerinden ziyade, çetenin(ergenekon'un) hamiliğine soyunmuştur!.
İşi-gücü; Türk Siyaset Tarihinin en başarılı iktidarını alaşağı edip, ergenekoncu hainleri Silivri'den kurtararak, onlara minnet borcunu ödemek!..
Kaos çıkar, ülke karışır, demokrasi yara alır kimin umurunda!. Onun adı Kemal ya!
"Herkes hamuru ile yoğurulur"
Toplum düşmanlarına sahip çıkmak, ne yazık ki CHP'nin hamurunda var!
