CHP hakkındaki olumsuz düşüncelerimin kongreye izleyici olarak katılırsam değişeceğini iddia eden ve CHP delegesi olan doktor bir arkadaşımın ısrarlarına dayanamayarak Ankara'daki CHP 34.Olağan kurultayına katılmak zorunda kaldım!.
Kongre salonuna girdiğimizde doktor arkadaşım; "Eğri ağaç yayım, her gördüğüm dayım" misali herkesle iyi geçinen, CHP içinde itibar gören biriydi.
Bizi birlikte görenler halimizi hatırımızı soruyordu. Arkadaşıma gösterilen bu yoğun ilgiden birlikte olmamız hasebiyle bende nasibimi alıyordum!.
Bu durum Kongre salonunda küçük bir yardımla uygun bir yer bulmamızı iyice kolaylaştırdı.
"Orman eğri ağaçsız olmaz" ama, ben yine de CHP hakkında hiç olmadı bu kongrede olumlu bir-şeyler bulmaya gayret edeceğime, ve tarafsız olacağıma dair doktor arkadaşıma söz verdim. CHP denince bu çok zordu ama bu zorluğu yine de aşacağıma inanıyordum!.
Gördüğüm ilk olumlu şey; bir-iki ufak-tefek olayın dışında, bu kongrede kavga çıkmadı.
Yanımda oturan ve "doğma-büyüme CHP'li" olduğunu söyleyen, zatın çakır-keyif(!) olmasından yararlanarak nedenini sorduğumda "Muhalifler salona alınmadı" cevabını alınca, birden "parti-içi muhalifler olmayınca CHP nede güzel kongre yapıyor" diye aklımdan geçirdim!.
Gerçi bu sözü "Mektepler olmasaydı, şu maarifi ne güzel yönetirdim" diye, bir CHP'li Milli Eğitim Bakanı söylemişti ama şimdilik konumuz bu değil!.
CHP'yi yıllardır ayakta tutan başlıca neden; devlet için yaptığı işleri, parti çıkarlarına dönüştüren bir yapı vardı.
Gerçi hala da var.
Devletin kanunlarına uymayan bu güruh şimdilik AK Partinin siyasi gücüne boyun eğerek, işgal ettikleri koltuklarda kendilerini gizlediler ama, dumanlı havayı gördükleri ilk anda ortaya çıkmaya hazırlar!
Doğrusu bu ya, kısa sürede 5.Kongre yapmış Kılıçdaroğlu'ndan daha içi dolu bir konuşma beklerdim!.
Karşısında 2023'ten söz eden ve bu konuda birçok projeler ortaya koyan AK Parti gibi yenilmesi yutulması çok zor bir rakip var.
Konuşmasına "Yoldaşlarım" diye başlayan, Kılıçdaroğlu'nun, AK Partinin uyguladığı projelerin kendilerine ait olduğunu söylemesi, tam anlamıyla "CHP mizah cennetidir" dedirtti!.
Kılıçdaroğlu yaklaşık 70 dakika konuştu.
Konuşmayı nasıl bulduğumu soran arkadaşıma, "Ne yazık ki içi boş bir konuşmaydı. CHP dışındaki seçmene hitap etmeyi beceremedi" cevabını verince, arkadaşım sitemkar bir şekilde "Ya tabii ki konuşmayı ön yargılı dinlersen bir sonuca ulaşamazsın" deyince, "peki sen söyle, ben belki Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından birşey anlamadım, peki sen ne anladın?" deyince, arkadaşım; hafızasının çok güçlü olduğunu iddia etmesine rağmen, Kılıçdaroğlunun verdiği sadece 5 mesajı hatırlayabildi: "Kürtçenin seçmeli ders yapılması. Pkk'lı analar ağlamasın.Bu cenazeyi kaldırmak lazım, kürt sorunu ve ana-dilde eğitim!"
Başka yok!
Bunun dışındaki konuşmasının tamamı AK Partiyi nereden vurabilirim üzerine kurgulanmıştı. Konuşma "Başarılı bir hükumeti devirmek" üzerine oturtulunca, salondaki coşkunun kaybolmasına neden oldu.
Atalarımız: "Edersen nadas, ekmeğin olur has" diyerek, çalışmadan, emek vermeden meşru bir hedefe ulaşılamayacağını vurgulamışlardır.
CHP'nin kültürel genetiğinde; zulüm var, kan var, gözyaşı var. Bu yüzden CHP'nin geçmişi sahiplenerek, laiklik türküleri çağırarak, kemalist bağnazlığa sığınarak, ergenekoncu hainlere hamilik yaparak, sığ bir muhalefet yapması; belli bir kitleyi belki muhafaza etmesine yarar ama, bu durum onu bırakın iktidara taşımayı, muhalefette bile daha da küçülmesine yol açar.
Siyasette yeterli bir performans gösteremezseniz; bir süre sonra varlık sebebiniz ortadan kalkar. Siyaset-en çürürsünüz.
Kılıçdaroğlu; bugün kendisine alkış tutan yalakalara ve onu yere-göğe sığdıramayan "Çiftetelli medyasına" kanmamalı, siyasetin ruhunu kavramaya çalışmalıdır.
Birde ergenekoncu hainlerin "kucağından" politika yapmaktan mutlaka vazgeçmelidir!
Kaplumbağa bile, kafasını kabuğundan çıkartıp, risk almadan yol alamamaktadır.
Dengeli bir muhalefet, iktidar alternatifi olabilen bir muhalefettir.
Rahmetli Necmettin Erbakan; partisini, "Refah Partisi ve diğerleri" diye tanımlar, rakip partilerin marjinal olduğunu vurgulamaya çalışırdı.
Hatta "Atatürk sağ olsaydı, Refah partili olurdu" diyerek,bu söylemiyle rakip partileri ve malum medyayı çılgına çevirirdi!.
Rahmetli Erbakan'ın o sözünü bugüne uyarlayacak olursak "AK Parti ve diğerleri" diyerek, bugünkü siyasal yapılanmayı özetleyebiliriz...
Atalarımız; "Kavuk ayağa, mest başa giyilmez" diye boşuna söylememiş.
CHP'nin Kılıçdaroğlu ile işi çok zor!. Bu gidişle AK Parti, değil 2023'ü, 2033'ü bile tanzim edecek gibi duruyor...
İLETİŞİM:eyhaber16@hotmail.com