Dünyanın neresine bakarsanız bakın: İslam coğrafyası üzerinde, bütün Müslüman ülkeler huzursuz...
Huzursuz çünkü; İkinci Dünya Savaşından sonra "İslam coğrafyasını" tanzim eden adı büyük(!) ülkelerden müteşekkil birlik, bugünleri düşünerek, adı geçen ülkeleri kolay yutulacak şekle getirmiş ve böylece gizli ajandalarını gerçekleştirmeyi amaçlamışlardır.
ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya, Almanya, devlet olmayı beceremedi ama haydi onu da işin içine katalım İsrail; kendilerine sömürülecek ülkeler bulmadan, bulundukları konumlarını muhafaza etmeleri çok zor.
Petrolünü sömürecek, madenlerini sömürecek, doğal kaynaklarını bir sülük gibi emerek sömürecek ve böylece paraları dünya parası olacak, dünyada onların sözleri geçecek.
Fitne yayıp ya iç karışıklık çıkartıp, Müslümanları birbirine kırdıracaklar, ya da ilerideki planlarına uygun, satılmışları devlet başkanı yaparak sömürünün yolunu açacaklar!.
Müslümanlar da ne yazık ki, bu oyuna hep düşüyor.
Libya eski lideri Kaddafi, Arabistan kralı, Devrik Tunus devlet başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, Yemen eski devlet başkanı, son Firavun Mısır eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek, Suriye devlet başkanı Esed ve adını burada sayamayacağım birçok hain, hepsi ama hepsi birer ABD-İsrail kuklası idi...
Size pek inandırıcı gelmedi mi?
Peki o zaman!. Kaddafi öldüğünde, yaklaşık kırk yıllık devri-saltanatında Libya halkından aşırdığı "300 Milyar dolar" hangi bankalarda çıktı dersiniz? ABD ve Yahudi kökenli bankalarda, değil mi!. Peki Libya Halkına ait bu paralar iade edildi mi? Yok. İade edileceği de yok!.
Devrik Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin Tunus halkından aşırdığı tonlarca altını nereye götürdü dersiniz!.
Mısır da; devlet başkalığı nüfusundan yararlanarak ekmekten-otomobile kadar, her türlü faaliyet alanında bulunan ve yıllarca, Mısırda istediği malı istediği fiyata satan mübarek denilen hainin paraları hangi bankalar-dadır sizce?
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Mesela demokrasi olmadığı için Afganistan'ı işgal ettiğini ve monarşiye karşı olduğunu def'aten ilan eden ABD adlı "şer odağı "Suudi Arabistan'daki" krallığa niye karşı çıkmıyor dersiniz?
Cevabını ben vereyim: Suudi Arabistan Kralı denen zat, bugün ABD'deki herhangi bir devlet memuru gibidir ve ABD'nin Arabistan'daki menfaatleri için çaba göstermektedir!. Sözüm ona Arabistan Kralı olan bu zat, İstanbul'a ziyarete geldiğinde "Som altından helasını da" yanında getirmiş, böylece def'i hacetini bu helaya yapmıştır. Ama aynı rezil poposuna gösterdiği hassasiyeti Suudi halkının menfaatleri için göstermemektedir.
Dostlarım; siz hiç birbiriyle çatışan iki Hristiyan ülkesi duydunuz mu? Yok. Olsa da onlar birlik olur, iş savaşa varmadan olayı bastırırlar.
İslam aleminde ise gerçek anlamda bir İslam Birliği olmadığı için olaylara inisiyatif konulama makta, BM'ler den, ABD'den, Avrupa Birliğinden gelişen olayların durdurulması için "Aman" dilen-ilmektedir!
Peki böylemi olmalı? Nerede kaldı İslam Kardeşliği? Bu dağınıklık kimin işini kolaylaştırıyor dersiniz!
Hacca bile gerçek anlamını kaybettirip "Turistik Seyahate" dönüştürdüler!.
Haccın farz ibadeti olmasının yanında, "İslam Coğrafyası" üzerinde, dünyanın herhangi bir yerindeki huzursuzluğa çözüm yolları bulmak gibi, Müslümanlara Yüce Allah'ın verdiği bir görev yok mu? Hani bizler peygamberimizin(SAV) yeryüzündeki varisleriydik! İstişare ve şura bunun için farz kılınmadı mı?Yaptıklarımız ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın, söylediklerimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz her sözün hesabını vermeyecek miyiz.
Sözüm Müslüman geçinen diğer ülkelere.
Bugün İslam coğrafyası üzerinde, baskı var. Zulüm var. Ve Müslüman ülkeler çözüm için Ban ki-Moon'a "Aman şu kanı durdur" diye yalvar-maktadırlar!.
Be ebleh(!) Banki o kanı niye durdursun, dökülen o kanda o hainlerin gizli menfaatleri yok mu!
"Eşek başında çok yular gider". Bilgisiz ve cahil insanlar yüzünden insanlar mutlaka zarara uğrarlar.
Başkalarından "Aman dileyen, merhamet bekleyen" insanlar, kendi kaderine hükmedemez, merhamet dilendikleri zorbaların onlara yular takmasından kendilerini kurtaramazlar!..
Eski adı Birmanya ya da Burma, şimdiki adı da Myanmar olan ülkede Müslümanlar "Tavuk boğazlanır!" gibi çatır-çatır kesiliyor!
Peki neden? Çünkü; 50 Milyon insanın yaşadığı bu ülkede Petrolden tutun da , kereste, zengin kalay yatakları, antimon, çinko, bakır, altın ve değerli taşlar, tungsten, kurşun, kömür, mermer, kireç taşı, doğalgaz, hidroenerji, her şey var.. Ve adı geçen maden yatakları bakir. Yani hiç ellenmemiş.
İşte bu madenler; batma noktasına gelen sömürmeye alışmış birçok Avrupa ülkesinin iştahını kabartmaktadır.
Myanmar'daki iç savaşın asıl nedeni asla din kavgası değil, buradaki zengin maden yataklarını ele geçirmek isteyen emperyalist ülkelerin yaydığı fitne oyunudur!
Müslümanların maruz kaldığı baskı ve zulme seyirci kalan diğer Müslümanların ileride neyle karşılaşacaklarını Allah bilir!
Birbirimizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız.
Müslümanlar kendileri hakkındaki hükmü değiştirmedikçe, Allah'da bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmez...
