Mazisi kirli olanların, geçmişi yakasını bırakmaz.

Erdem her şeydir. 
Erdemli olmaya özen göstermeyip; başarısızlığı kabullenmez, tribünleri ateşe verir, yabani hayvanlar gibi sağa-sola saldırırsanız, siz "Şampiyonluğu" kazansanız dahi, insanlığınızı çoktaaaan kaybetmişsiniz demektir!.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosundan yapılan yazılı açıklamada derbi sonrasında çıkan olaylarda meydana gelen hasarın mali faturası 1 Milyon 366 Bin 500 TL olarak açıklandı. Yazılı açıklamada;
"Fenerbahçe-Galatasaray kupa maçı sonrası meydana gelen olaylarda çok sayıda İETT otobüsü ve durağı hasar gördüğü ifade ediliyor. İlk tespitlere göre, çeşitli semtlerde 125 durağın camları kırıldı, 14 durağın tamamı tahrip edilirken toplam 139 İETT durağı hasar gördü. Metrobüs hattında hizmet veren 68 Metrobüs'ün camları kırılılırken, koltuk ve kaportalarında hasar meydana geldiği tespit edildi. Bunun yanında Metrobüs hattı dışında çalışan 17 İETT otobüsü ile birlikte 85 otobüs hasar gördü.

Veee sonuçTürk Halkının toplam maddi zararı: 1.366.500 TL"

Olay bu kadarla kalsa neyse, bunun yanında alçaklar sürüsü tarafından benzinlik ateşe verilmeye kalkışılırken, polis araçları ters çevrilip, büyük bir özveriyle canını-dişine takan güvenlik görevlilerimize de, taş, şişe, kaldırım taşları, demir ve molotof silahlarıyla saldırılıp, katledilmeye çalışıldı.

Bu mu spor?. Bunca azgın vahşi içinde "Ya durun arkadaşlar, ne yapıyorsunuz, yaptıklarımızla FB'nin ayaklarına kurşun sıkıyoruz" diyebilecek insan yoktu..

Sporda mücadele meşru ölçüler içerisinde yapılmalıdır.

FB'li yöneticiler tarafından stad mikrofonlarından seyirciler sükunete davet edilseydi, eminim ki, ortalığı yakıp yıkan soysuzların gazı alınırdı!.

Haaa belki vahşileri engelleyecek gücünüz olmayabilir. Ama hakkı teslim etme hususunda itiraz edecek gücünüz olmalı. Şampiyonluk sahada kazanılır, tribünleri yakarak, polise saldırarak değil.

Bakınız hiçbir takımı ayırt etmeden yazıyorum; FB. GS, TS, BJK, ya da Bursaspor, futbolun ruhuna yakışmayan seyirci davranışlarını kabullenmek asla mümkün değildir. 

Futbol seyircisi fidan gibidir; "Nereye sararsan oraya yönelir!"

Seyircide ahlak ve erdem algısı oluşturulmalı, tribünlerden rakip takım oyuncu, seyirci ve hakeme ana-avrat düz giden reziller derhal elimine edilmelidir.

Futbolu yeşertecek; rekabetin yanında, aynı zamanda nezakettir de. 

Evet rekabet tabii ki olsun, ama ahlakı, erdemi ve nezaketi de terk etmeyin. 

Rakibiniz sahada sizden daha güzel oynayıp üstün gelmişse, hakkı sahibine teslim edecek ve onu alkışlayacaksın. 

Aklı çalışanın erdemli bir insan olarak bunu yapma sorumluluğu vardır. 

İyi ve kötünün olmadığı yerde rekabette olmaz futbol'da.

Futbolu seyirci zorbalığına indirgerseniz, insanlığın tahribatına sebep olursunuz. 

Spor ahlakına sahip olan, doğrulukla hareket eder.

Spor; insana verilen değerin artması, barış ve kardeşlik duygularının canlı ve diri tutulması için yapılmıyor mu?

Kim ne derse desin; sporda doğruluktan uzaklaşanların sırtı yerden kalkmaz... 

FB gibi sabıka dosyası çok kabarık ve kirli olan bir takımın toplum hafızasına yerleşmiş bu imajını düzeltmesi için, haksızlığa uğramış edebiyatını terk edip takıma bulaşmış lekelerden arınma mücadele vermesi, bunun içinde Aziz Yıldırım ve adı şaibelerle anılan diğer kamburlarını sırtından atması gerekir!.

Her yüreğe giden bir yol vardır. 

Binlerce seyirciyi aldatan şikeci'ye mesafe koyacağınız yerde, hakka, hukuka, genel-geçer ahlak kurallarına mesafe koyarsanız, ilahi adalet devreye girer şampiyonlukla kucaklaşamazsınız.

Şunu asla unutmamalıyız: Bütün takımların başarıdan önce, ahlaki sorumlulukları vardır. 

Futbolun genetiğini teşkil eden bu sorumluluğu tutarda içinden çeker alırsanız geriye bir şey kalmaz...