RECEP AYDIN-Sosyal Bilimci
Türkiye; hukukun zorlandığı, yetkilerin aşıldığı, millet iradesine ipotek koyup, kesintiye uğratanlarla hesaplaşıyor.
İhanetleri öylesine büyük, öylesine büyük ki, geçmiş dönemde yapılan bütün darbeler, onların ülke üzerinde yaptığı tahribatın yanında hafif kalır...
Öyle ki, insanlıktan nasibini almamış bir rezil "3 Milyon insan ölse ne olur, biz ülkeyi 17 Milyon nüfusla aldık, gerekirse 17 Milyon teslim ederiz" diyebilecek kadar alçalırken, bir başka hainde, dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener hanımı TBMM önünde "Yağlı kazığa oturtmakla tehdit ediyordu.
Askerler tehdit kokan bu açıklamaları yaparken, siyasette "Hööööt, otur oturduğun yerde!" diyecek cesareti gösteremiyordu.
Oysa milletin seçerek "Beni temsil et" diye gönderdiği kadroların bu medeni cesareti el-birliği ile göstermesi gerekiyordu.
Dini günlük hayattan silen bir laiklik istiyorlardı. Onların "İrtica" dedikleri ne idüğü belirsiz uyduruk tehlike "niyete göre yenen muz" gibiydi!
Kontrol altına aldıkları medya ise; mütedeyyin müslümanlara karşı ateşli bir silah gibi kullanılıyordu!..
28 Şubat darbesini yapan hainler; tehdit kokan bu açıklamaları yaparken, bir yandan da rahmetli Erbakan'ın "Havuz sisteminde" biriktirdiği, millete ait koca bir serveti söğüşlemenin hayalini kuruyorlardı.
Kimileri cuntacıların sözcüsü Erol Özkasnak'ın "post-modern darbe" ifadesini benimsese de, ben aynı görüşe katılmıyorum.
Öyle inanıyorum ki, o gün rahmetli Erbakan darbeci hainlere boyun eğmeseydi; 28 Şubat, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbesinden bile daha kanlı olacaktı...
Darbeci hainler, Anasol-Meee döneminde; padişah gibi tak diye emrediyor, istedikleri kanunu TBMM'de şak diye geçiriyordu!.
"Bir koyundan iki post alınır mı!"
"Tabii ki alınmaz" dediğinizi duyar gibiyim!.
Eğer cevabınız buysa size yanıldığınızı söylemelim; asker ahlakı taşımayan bu salon generalleri, aynı bankaları farklı kişilere defalarca hortumlatarak, bir koyundan 2-3 hatta 4 post alabilme mucizesini bile gösterdiler.
Doğrusu bu ya; askerlikteki yeteneği darbe yapmanın ötesine geçmeyen bu rezillerin, bankaları hortumlatmak konusundaki yeteneğine şaşmamak mümkün değil!.
İşte bu hainlerin ülkemiz üzerindeki yıkıcı sarsıntılarını bugün dahi yaşıyoruz!.
28 Şubat darbesi, ağır siyasi ve insani tahribatının yanında, yapılan açıklamalara göre Türkiye’ye 291 milyar dolar kaybettirdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli “Her ne kadar hükümete yapılmış bir darbe gibi gözükse de aslında kapsamlı bir operasyondu ve adeta bütün topluma yapılan bir darbeydi. Faiz lobileri irtica maskesi ile Türkiye’yi soydular” demişti. “28 Şubat sürecinin maliyeti terörün maliyetine denk” diyen Gedikli “Kişi başına düşen maliyet 2002 yılı itibariyle 4.157 dolardır. 2011 yılında vergi gelirleri 149 milyar dolar; yani 2 yıllık vergi gelirimize denktir” açıklamasını yapmıştı.(12 Nisan 2011 gazeteler)
Ekonomistlerin yaptığı açıklamalara göre, 28 Şubat'ın ülkemize maliyeti aşağıdaki gibi hesaplanmış:
Milli gelirdeki azalmanın Türkiye'ye toplam maliyeti 93.3 Milyar dolar.
Bütçe yolu ile ödenen faizin maliyeti 45.9 Milyar dolar.
Banka kredi faizlerindeki artışların maliyeti 37.2 Milyar dolar.
İç borç stokundaki artış 41.4 Milyar dolar.
Dış borç stokundaki artış 27.2 Milyar dolar.
Hortumlanan bankaların maliyeti 46 Milyar dolar.
28 Şubat darbesinin Türkiye'ye maliyeti 291 Milyar dolar.(12 Nisan Star Gazetesi)
Her şey neticesiyle ölçülür: 28 Şubat'ta sadece hayat çökertilmedi, 291 Milyar dolarla aynı zamanda ekonomi de çökertildi.
28 Şubat'ta hukuk dışı uygulamaları, ve 291 Milyar dolar hortumlanmanın acısını Türkiye hiç unutmadı.
Türkiye geçmişindeki bu karanlık dönemle hesaplaşmazsa, aydınlık bir geleceğe asla ulaşamaz; 28 Şubat darbesini yapan hainlerden bu millet mutlaka almalıdır.
Bu hesaplaşmayı doğru bir şekilde yapabilirsek; demokratik olgunluk, toplumsal huzur ve refahın çok daha ileri bir düzeye taşınacağına inanıyorum.
Hayat; hainlerle kesintisiz bir mücadele gerektirir, zira ihanetin kazası olmaz.
