RECEP AYDIN-Sosyal Bilimci
eyhaber16@hotmail.com
Mazisi kirli olanların, geçmişi yakasını hiç bırakmaz.
Günümüz dünyasını okumayı beceremeyen, CHP; geçmişi muhafaza ederek, kendi siyaset alanını çok daralttı.
Siyaseti doğru kurallarla yapmazsanız, bir kimlik ortaya koyamazsınız.
CHP; 1960 darbesinden beri, devamlı ahlaka uymayan sorunlu bir tutum izledi.
Milletin iradesini temsil edenlere çelme takmak CHP'nin mayasında var!.
CHP iktidarı sandıkta değil, zulümler, baskılar, diktalar'da aradı.
Ülkemizde dinamizmi yok eden, huzur ve istikrarımızı bombalayan rezilce ve oportünist demokrasi yorumu ve yaklaşımlar hep CHP'den çıktı.
Dün Deniz Baykal ne ise, bugün Kılıçdaroğlu da o!.
İkisi de birbirinin ruh ikizi!. Değişmezler, değişemezler. Atalarımız; "Katranı kırk yıl kaynatsan da olmaz şeker, cinsini iyi bildiğim, illaki cinsine çeker" diye boşuna dememiş...
!960 Darbesinde İsmet İnönü, rahmetli Menderes ve arkadaşlarına; "Sizi ben bile kurtaramam" diyerek, 1960 darbesinin işaret fişeğini çakarken, onun idollerinin takipçisi Deniz Baykal'da, "27 Nisan e-muhtırası" yayınlandığında, tam bir CHP'liye yakışacak tutum sergilemiştir!
Deniz Baykal (e-Muhtıradan sonra verdiği ilk röportajında): “Bu tablonun değişeceğini meydanlar gösterdi. Müdahaleye uğrayan yönetimlere halk sahip çıkmadı. Halkımız devlet organlarıyla çatışanlara sahip çıkmaz. Bu ortamda mağduriyet yok dayatma var. Anayasa Mahkemesi 367 kararını onaylamazsa ülke çatışmaya gider." mealinde demeç vererek, darbeci zihniyetin gönüllü neferi olmuştur.
Haaa Baykal'ın demokrasiye ve halkın iradesine saygısı yoktu da, Kılıçdaroğlu'nun var mı? Yok onun da yok!. Yemin ediyorum; malum odaklar cesaret edipte bugün tank yürütmeye kalksalar, ilk alkışlayan CHP'li zorbalar olur!
Daha dün; "Nerde bu ergenekon, verin adresini gidip kayıt olacağım" diyen arsız, 28 Şubat darbecileri yargılanırken "Cadı avına dönmesin, AK Parti intikam alıyor" türküleri dillendirmeye başladı!
Bir de utanmadan sıkılmadan "Bu yargı AKP yargısıdır(!), onlara güvenmiyorum" demez mi!
Hani sever misin, yoksa sabaha mı bırakırsın!
-Be zorba sen darbecileri brifing'de ayakta alkışlayan hakimlere mi güveniyorsun?
Adam siyasetçi olmuş ama, kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğundan habersiz!.
Yanlış uygulamaları hukukun ret edeceğini görmek istemiyor!.
Yargı istese de intikam alamaz! Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi değil ki!. Savcı elindeki mevcut delillerle dava açarken, "Bağımsız Mahkemeler"de bu delillere bakarak cezalandırmak zorunda!.
Bugün "Özel Yetkili Mahkemeler" hukuki ve yasal bir iş yapmaktadırlar.
Bir yandan "Tutukluluk cezaya dönüşmesin" diye ahkam keseceksin, diğer yandan da, Ö.Y.Mahkemelere karşı çıkacaksın!. Kemal bey, Kemal bey; Ö.Y.Mahkemeler, İstiklal mahkemelerine benzemez, onları oraya tıkan güç, İnönü zorbası değil, Hukuktur hukukun gücüdür!.
İstiklal ve Yassıada Mahkemeleri günahsız insanları, onlara savunma hakkı dahi tanımadan yok yere asarken, senin savunduğun "Ergenekon ve 28 Şubat"çı hainler" avukatlarıyla duruşmalara girmekte, cezaevi'nde özel odalarda ağırlanmaktadırlar!
Şunu kafana iyice sok Kemal efendi: Bir suç işlenmişse, o suça verilen ceza intikam değildir.
"Ülkeler kılıçla alınır, adaletle yönetilir" der atalarımız.
"Bu ülkeyi askerler kurdu, askerler yönetir" dönemlerini Türkiye bir daha yaşamamalı.
28 Şubat dönemi alçakça bir intikamdı, bugün ise hukuk işliyor.
Limana doğru yanaşmakta olan bir gemide iseniz eğer, denize koşmanızın anlamı yoktur Kemal efendi!.
Değil sen, mezardan İnönü dahi çıksa, darbeci hainleri yargılanmaktan kurtaramaz!
Adalet doğru işliyor.
Üstelik savunduğun zorbalarla, senden başka adaletten korkan da yok.
Türkiye aydınlık bir geleceği yakalamak için; millet iradesine ipotek koyup, kesintiye uğratanlarla hesaplaşmak zorunda....
Kalın Sağlıcakla....