RECEP AYDIN-Sosyal Bilimci
Yer, Şırnak'ın Cizre ilçesi:
İzinsiz Nevruz kutlamalarında çıkan olaylarda gözaltına alınanlara destek vermek üzere Cizre'ye gelen BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan ile emniyet amiri arasında tartışma çıktı. Oldukça öfkelenen Kaplan'ın bir ara Emniyet amiri'ne ana-avrat küfrettiği görüldü.
Bakınız, bugün cezaevleri'nde yatan mahkumların büyük bir bölümü aile efradına küfredildiği için, dayanamamış ve muhatabını ya öldürmüş ya da yaralamıştır.
Bizim kültürümüzde, küfür ya da sövmeye yer yoktur. 7'den 70'e hoş karşılanmaz da!
Peki Hasip Kaplan denilen zat bunu bilmiyor mu?
Biliyor bilmesine de, "milletvekili dokunulmazlığı"nın arkasına saklanarak aklınca efelik taslıyor!.
Ama Hasip Efendinin unuttuğu bir şey var; diline doladığı kişilerin anası-avradı Hasip efendininki kadar ucuz değildir!.
Kendisine tavsiyem bu kötü huyundan vazgeçmesidir.
Aksi halde bir gün gelir, hakaret ettiği biri ağır tahrike kapılır ve terki-diyar etmesine sebep olabilir...
BDP'li vekillerin sokaklarda, bir milletvekili gibi değil de, bir çete reisi gibi davrandığına sık sık tanıklık ediyoruz.
Eline taşları alıp, polise atan Bengi Yıldız'dan tutun da, başkomiseri tokatlayan kadın milletvekili'ne kadar, ruha ızdırap veren her çeşit alçaklığı televizyon kanallarından neredeyse canlı yayında seyrettik.
Bunun yanında arkasına çeteyi katıp, milletvekili dokunulmazlığından yararlanarak polis barikatını yaran, ve sonucunda birçok iş yerlerinin tahrip edildiğini yüreğimiz kanayarak gördük.
Buradan sayın Başbakan'ımıza sesleniyorum;
"Milletvekili dokunulmazlığına bir diyeceğimiz yok.
Ancaaaak; bu dokunulmazlığın istismar ettiği sosyal ve siyasal alanların ivedilikle imha edilmesi lazım.
Bir milletvekili'ne dokunulamasın evet ama, vekil de sokakta bir çete reisi gibi davranamasın.
Bakınız daha çok yakında; Ahmet Türk adındaki BDP'li vekil gözünün üstüne yumruğu yedi! Olayın failinin bir polis olduğu söyleniyor. Doğru da olabilir, olmayabilir de!. Ama ortada bir gerçek var; hepimiz insanız, ve hepimizin bir tahammül sınırı var. Nihayeti poliste bir insan.
Polisimizi BDP'li vekillerin şamar oğlanı haline getiren milletvekili dokunulmazlığına yasal düzenlemelerin getirilmesi ihtiyacı gün gibi ortada.
Milletvekili sövecek, polis yutacak!.
Vekil dövecek, polis "Eh vekil bu döver de, söver de" diyecek!
Yooook arkadaş; "Terör fahişesi pkk'nın" TBMM çatısı altındaki kuklalarına, kimsenin polisimizi ezdirmeye ve buna seyirci kalmaya hakkı yoktur.
Malum kuklaların ruhu yoktur. Onlar ipini elinde tutan kuklacıların istediği şekilde hareket etmektedirler!. o halde bu ipleri kesmek de yüce Meclisin görevidir!.
İnsan karakterinin en belirleyici faktörü güzel ahlaktır.
Pkk kan döktükçe, BDP'li rezillerin bayram yapması inanın gücümüze gidiyor.
Asker ya da polis hiç kimse hukuk dışı faaliyette bulunmamalı evet ama, bu kategoriye milletvekili de dahil edilerek, suç işlediğinde kendisini kanun karşısında bulması sağlanmalıdır.
Çetecilik mantığıyla; milletvekilliği de, siyaset de yapılmaz!.
Çeteci ile milletvekilli aynı çatı altında olmaz.
Ne yazık ki; "Cibilliyetsize sınırsız dokunulmazlık tanımak, pk'nın gücünü arttırmaktan başka bir işe yaramamaktadır"
Politika olan-bitenden intikam almak değil, toplumda sıkıntı uyandıran rezaletlerin tekrarını önlemektir.
Şunu asla unutmayalım:
TBMM çatısı altında olsan da, oraya yakışır şekilde davranmıyor san, senin kandildeki çeteden farkın yoktur.
Kürt Halkının safiyane oylarıyla seçilip, "İmralı kahpesi"nin kuklası olanların,TBMM'nin çatısı altında bulunması, TBMM'nin ayıbıdır.
Kalın sağlıcakla...