RECEP AYDIN-Sosyal Bilimci
Sanırım olayı sizler de, malum medyadan az-çok duymuş olmalısınız.
Kartal İmam Hatip Lisesi’nde öğrenim gördüğü iddia edilen başı örtülü dört kız öğrencinin Atatürk büstünün burnuna, kulağına ve kafasına dokunarak çektirdiği fotoğraf nedeniyle, fikir fahişesi "Sözcü Gazetesi"nin dine ve dindar kesimlere karşı açtığı linç kampanyası, halk arasında büyük tepki gördü.
Basın ahlak ilkelerinden yoksun, Sözcü gazetesinin önceki günkü(17 Şubat) sayısında, “İşte Tayyip’in dindar nesli” başlığıyla sözkonusu fotoğrafı sürmanşetten vermesinin ardından internet ortamındaki sosyal paylaşım sitelerinde yapılan ağır ithamlar yanında, 28 Şubat tetikçisi diğer "Medya fahişeleri"ne de ilham kaynağı oldu!..
Sözcü gazetesinin ardından Vatan ve diğer baldır-bacak medyasının internet siteleri, Atatürk'le alay ettiklerini ve İHL'li olduklarını iddia ettiği öğrencilerin fotoğrafını yayınlayarak, gençleri hedef göstermeyi sürdürdü.
Bütün toz-duman kalktıktan sonra; ortada bir gerçeğin silüetini gördük!..
Ahlaktan yoksun bir gazetecinin mevcut iktidarı karalamak için her türlü rezaleti sergilemeye hazır olduğuna...
Yine medya fahişesi bir gazetenin, istediği zaman bir haberi nasıl çarpıtabildiğine hep beraber tanıklık ettik.
Toplumda gerilim ve kutuplaşma yaratmak için icad edilen bu haber üzerinden, Başbakan'ı suçlamaya çalışmanın yanında, 15-16 Yaşındaki çocukların resimlerini yayınlayarak, onları çok-kötü bir şey yapmışlar gibi boy hedefi haline getirmeye çalışmak, ahlaksızlıktır-kahpeliktir...
Haaa böyle bir kahpelik "Sözcü" denilen "medya fahişesi"nde ilk defa yapılmamış, son da olmayacaktır...
Basın dünyasında bir olay gücünü, onu neşredenlerin kimliğinden alır.
Söz konusu olan kafasının içinde saklı duran ideolojisini kemalizm'le soslayıp, bu millete yedirmeye çalışan bir zihniyet olunca, "Sözcü"nün bu art niyet taşıyan haberi, "Handa beygir yellenmesi gibi" ülke gündeminde umdukları gibi yer tutmadı.
Keşke o fotoğraf karesinde yer alan "Başörtülü genç yavrularımız" habercilik yaptığını iddia eden o soysuzlara malzeme olmasaydı!.
Ama bunlar adı üstünde genç. 15-16 Yaşında ve ergenler.
Yani hata yapma hakları var.
Ceza yasamız bile bu yaşta çocuklara toleranslı davranıyor!.
Atatürk'ü seviyor ya da sevmiyorlar, o konu başka.
Ama başlarında kavak yelleri estiği gün gibi ortada.
Başı açık öğrencinin hata yapma hakkı olacak da, örtülünün olmayacak mı Allah aşkına?
Nihayeti örtülü veya örtüsüz ikisi de genç ve zıpırlar!.
Zaten zıpırlıkları olmasa böyle bir fotoğrafı da asla çektirmezler...
Peki 3-5 liselinin özel fotoğrafı üzerinden neden böyle tartışmalar yapılıyor?
Değerli okurlar; gazetecilikte bu tür haber genellikle size üç şekilde ulaşır:
Birincisi: haberin ayağına ayağına gidersiniz. Yani birileri "Şöyle bir eylemde bulunacağım" diyerek Sizi çağırır. Bunda haber değeri görürseniz gidersiniz.
İkincisi : Birileri şakanın dozunu kaçırıp, arkadaş ortamında böyle bir fotoğraf çektirir ve bunu size ulaştırır.
Üçüncü yol ise: Siz habere konu olacak fotoğrafı birilerine önceden sipariş verirsiniz. O istediğiniz fotoğrafı çeker, getirir, masa başında haberini yazarsınız.
Bu fotoğraf insanda daha çok sipariş haber hissini uyandırıyor.
Kim ne derse desin, bu olayda gizlenen asıl niyet; fotoğraf üzerinden Başbakan'ı vurmak!..
-"Bakın Başbakan'ın asıl niyeti Atatürkçülüğün kökünü kazımak" imajı verip kemalist zihniyete mevzi kazandırmak.
Oysa; bu ülkede yaşayan her bireyin ne kadar inanma özgürlüğü varsa, inanmama özgürlüğü de var.
Yani kimseyi kanun zoruyla kemalist yapamazsınız.
Sen kemalist isen var hayrını gör!.
Ama gel beni "illa da kemalist olacaksın" diye taciz etme!
Bakınız; her bireye üniversite bitirene kadar, 15-16 Yıl sabah-akşam, "kemalistsin, kemalist ol" diyerek, ideoloji aşılıyorsunuz ama bu ideoloji insan hafızasında yer tutmuyorsa, bilin ki yaşamına da yansımayacaktır.
Anayasamıza "Atatürk milliyetçiliği" diye bir kavram sokuşturuldu!.
Peki sonuç? "Ben Atatürk milliyetçisyim" diyen var mı? yok.
Hoş bu tür bir paradigmayı ortaya atanlar "Milliyetçilik anlayışı"nın da canına okudular!.
Milliyetçilik kavramı ters-yüz edilerek milliyetçi olmak MHP'li olmak noktasına getirildi!.
Ya da laik ve demokrat olacaksan; önce CHP'li olacaksın, kemalizm'e biat edeceksin gibi bir anlayış geliştirildi.
Hatta bu ülkeye 28 Şubat ihanetini yaşatanların arasında yer alan bir yargıç bozuntusu işi daha da ileriye taşıyarak "Laik olmayan insan değildir" demek cüretkarlığında bile bulunmuştu!
Buradan; sağcı, solcu, orta yolcu kim varsa herkese sesleniyorum:
Bu milleti ne kanun zoruyla, ne de polis veya jandarma gücüyle, asıl kimliğinden uzaklaştıramazsınız.
Nasıl ki yenilen kötü yemekler mideye dokunup-sindiremez bizi rahatsız ederse, kötü ideolojileri de zihinler sindiremez.
Kabul edin artık bu milleti asıl kimliğinden kopartamayacaksınız!
Ne olduğumuzu biliyoruz. Gelin zorbalıktan vazgeçin ne olacağımıza da millet olarak biz karar verelim.
Kalın sağlıcakla...
