RECEP AYDIN-Sosyal Bilimci
Çağın gereklerine uygun evlatlar yetiştirme konusunda çok zor bir dönemden geçiyoruz.
Toplumun gelecek nesillerle ilgili büyük problemleri var?
Macera "28 Şubat darbesini yapan" alçakların, "8 Yıl kesintisiz eğitim" adı altındaki projesinin uygulanması ile birlikte başladı.
İmam-Hatip Liseleri'nin orta kısmını devreden çıkartmak için 1997'de, Anasol-Meee tarafından eğitim dünyamız içine atılan şer tohumları bugün bizleri hiçte temenni etmediğimiz bir nesille karşı karşıya getirmiştir.
Evlatlarımızı bizler doğuruyoruz fakat onları, günümüzün tuzakları ile mücadeleye hazır hale getiremiyoruz!
Neredeyse her ailede bir evlat problemi var.
Başımıza bela olacak nesilleri kendi ellerimizle yetiştiriyor gibiyiz.
Bugün; okulların dağılma saatinde öğrencilerin kesişme noktası olan, Bursa'nın önemli bir yerindeyim.
Birçok okulun dağılma noktası burada kesiştiğinden, gördüklerimden rahatça bir gençlik profili çizebiliriz.
Nihayet öğrencilerin paydos saati geldi çattı ve büyük bir öğrenci seli yanında geniş bir yeşil alan bulunan otobüs duraklarına doğru akmaya başladı.
İlk gördüklerimden yola çıkarak, toplumumuzun böyle bir gençlikten oluştuğunu varsaysak inanın ülkemizin geleceği ile ilgili sizin de endişeleriniz artar.
El-ele tutuşan?
Akşam seyrettiği dizi flimdeki pespaye sahneleri ve en mahrem konuşmaları otobüs beklerken aynı durakta bulunan yaşça büyüklerine aldırmadan tartışan?
O gün yapılan yazılıda, kopya çekme tekniklerini ballandıra-ballandıra birbirlerine anlatan?
İnternet sitelerindeki kumar oyunlarından söz eden?
Ozan Doğulu'nun uyuşturucu ile yakalanmasının normal olduğunu ve polisin böyle bir duruma müdahalesinin anlamsız olduğunu, "Bu onun özeli" diyerek, şarkıcının uyuşturucu kullanımını savunan?
Gay şarkıcıları ve "gay"lığı normal gören?
Gelecekten söz ederken; hiçbir şey üretmeden, emek sarf etmeden para kazanma ve zengin olma yolları arayan ve bunun için "Güzelliğin ve aklın" doğru kullanılması gerektiğine inandığını rahatça ifade eden gençlerin aralarındaki konuşmalarına 40-45 dakika gibi kısacık bir süre tanıklık ettim.
Bir Sosyal-Bilimci olarak; "28 Şubat darbeci zihniyetinin emir-eri gibi çalışan, kumarbaz Mesut ve İntihar eden DSP'li Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın ürettiği bir projeden hayırlı sonuç çıksaydı zaten şaşardım" dedim kendi kendime!
Bunun yanında, eğiterek geleceği emanet etmeye çalıştığımız gençliğin ötesinde, bir de sokak-çocukları gerçeğimiz var bizim...
Ellerindeki poşetlere bali ve tiner koyup koklayan, karanlık ve izbe yerlerde dolaşan, şiddet eğilimi taşıyan, Yaşlı kadınların çantasını çalarak kap-kaç yapan, bazen adam dahi öldüren bir klişe gençliği görmeden geçemeyiz..
Ayrıca trafiğin kalabalık olduğu yerlerde cam siliyorum görüntüsü verip dilenen?
Elindeki kağıt-mendil ve kalemi gösterip, yolda gidenlere adeta yapışanları da sayarsak, gelecekte çeşitliliği artması muhtemel suç ve suçlu profilini de işaret ediyor bizlere?
Ailede anneannesini, annesini. babasını veya bir başka yakınını da, birikmiş parasına tamahen öldüren, sayısı azımsanmayacak, polis kayıtlarında yer alan bir suçlu profili de git gide artıyor?
Bir toplumun geleceği inşa etmedeki en güçlü silahı, gençliğidir.
Gelişmiş olarak tanımlanan batı Avrupa ve ABD'nin, gençliği ile başı dertte.
Yani bugün bizim yaşadığımız sorunların çok daha katmerli ve içinden çıkılmaz olanını onlar yaşıyor.
Ama bu durum bizim için asla bir teselli vesilesi değil, aksine gençlik sorunlarımızı kendi dinamiklerimizle çözme hususunda itici güç olmalıdır.
Yapacağımız ilk iş; gençlerimizin davranışlarının "DNA"sını bozan ve kültürümüzü yozlaştıran, ne olduğu belirsiz "Atatürkçü Gençlik" yetiştirme müptezelliğinden derhal vazgeçerek, öze, bizi biz yapan değerlerimize dönüş hamlemizi başlatmalıyız...
Batı Avrupa ve ABD'den şanslı yanımız kültürel değerlerimizin güçlü oluşudur.
Bize, bizim kültürümüze has; din, dil, soy, kültür, örf ve ahlak kurallarının temelinde oluşacak, saygı, sevgi, yardımlaşma, doğruluk, dürüstlük ve iyiliğe vefa duygularını bilimsel kodlarıyla, ilköğretim ve liselerden başlamak üzere "Davranış Bilimleri" adı altında ders olarak okutulmalı, ve gençliğimiz geleceğe hazır hale gelmelidir.
Okullarda evlatlarımıza verdiğimiz, asli değerlerimizden yoksun, bilimsel bilginin içinde ahlak yoksa, vereceğiniz diğer bilginin de hiçbir önemi yoktur.
Unutmayalım ki, ne fizik, ne kimya, ne matematik veya okullarda okutulan bir başka ders, insanları ahlaklı ve de namuslu yapmaaaaz.
Bu dersler sadece insandaki cehaleti alır hepsi o kadar.
Gelelim sokaklarda gelişi-güzel yetişen diğer çocuklara:
Devletimiz bu gençler için de, derhal bir çalışma başlatmalı, ve onların da eğitilerek meslek sahibi edilmeleri konusunda projeler geliştirilmelidir.
Bu gençlik; senin, benim, bizim, hepimizindir.
Onları düştükleri çukurdan çıkartmakta hepimizin asli görevi olmalıdır.
Duble yollar açıp, ülkeye tarihinde görülmedik hizmetlerin altına imza atmak, geleceğe yatırım konusunda çok önemli adımlar olsa da, bu hizmetleri gelecek nesillere yapılacak yatırımlarla da mutlaka taçlandırmalıyız.
Kısaca gençliğimiz ile ilgili atacağımız her adım, 28 Şubat'çı zihniyetin yaptığı tahribatları mutlaka silmelidir.
Gençliğimizi 21 yüz yılın canavarlarından korumak hepimizin varoluş nedenidir.
Yüce Allah'tan bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan tüm kullarına kolaylıklar ihsan etmesini, ve gençliğimizin de; ana-babasına hayırlı birer evlat, vatana-millete de hayırlı uzuvlar olmalarını diliyorum.
Kalın sağlıcakla...
