RECEP AYDIN-Sosyal Bilimci
Sadece ahlaki olan önem taşır.
RECEP AYDIN Facebook'ta
Ahlaksızlık neyin içine girerse girsin, onu çirkinleştir ve ayıplı hale getirir.
Ahlak kurallarına uymayan, kötü huylu,edepsiz insan; bulunduğu her yeri davranış ve tutumlarıyla rahatsız eder!.
Makamı ve konumu ne olursa olsun, toplum içinde bulunan kişilerin uymak zorunda olduğu davranış biçimleri ve temel kurallar vardır.
Mesela bir siyasetçi toplumun genel kabulüne saygı duymalı, doğruluğa ve genel geçer kurallara riayet etmelidir.
Hiç unutmam; 28 Şubat'ın en ateşli dönemi:
CHP Denizli milletvekili Adnan Keskin; o zaman sesi bir hayli gür çıkan, bilir bilmez her konuda ahkam kesen, ve öne çıkmaya çalışan biriydi!.
O günlerde "Başörtülü kızlarımız" büyük bir zulümle karşı karşıya!
Neyse Adnan Keskin; TBMM'de gazetecilere "başörtüsü" konusundaki derin görüşlerini tebarüz ediyor.
Gazeteciler bir ara "Efendim örtülüler üniversitelere alınmayacak mı?" diye sorunca, Adnan Keskin; CHP'de gericiliğin sembolü gibi algılanan "başörtüsüne kesinlikle izin vermeyeceğiz" deyip, sözlerine "Efendim başörtüsü takmak isteyen gitsin evinde taksın" diyerek devam edince, inanın kanımın donduğunu hissettim!.
TBMM'sinde vekil olup, milletinin değerlerine bu kadar yabancı olan birinin, o yüce çatı altında bulunmaya hakkı yoktu, ama ne dersin!
Sonra bay Keskin, bu sözleri nedeniyle, Baykal tarafından memleketi Denizli'ye postalanmış, Kılıçdaroğlu CHP'nin başına geçene kadar da, Genel Merkezin kapısından dahi içeri girememişti!
Şimdi bakıyorum da bay Keskin, artık eskisi gibi o derin görüşlerini konuşarak değil, susarak belirtiyor!
Yalnız CHP'de ulema takımı "tırpan"la biçsen gene de bitmez!
Şimdi de Muharrem İnce diye bir, "çadır tiyatrosu kaçkını" ortaya çıktı!.
Adam vekil değil, "Apoletli Siyasetçi" adeta!.
"Yırtık dondan çıkar gibi" her konuda Kanaat belirteyim derken, "fikir ishallerini ortalığa saçıyor!
Beyimiz kendilerine "Vardiya bizde platformu üyeleri" adını veren "Balyoz Davası"ndan tutuklu muvazzaf ve emekli asker eşlerini TBMM'de ağırlıyor.
Bay Muharrem İnce bir yandan kendisine verilen çakma imzaları teslim alırken diğer yandan da, misafirlerine verdiği demeçte; "Türkiye'de darbe dönemini arar olduk" diyerek, beyninin kirli kıvrımlarında hazır bekleyen rezilce özlemlerini açıklamaktan da geri durmuyordu!.
Demek bu demokrasi sapığı adam fırsat bulsa, darbeci alçakları hemen harekete geçirtecek!
CHP bu işte!.
Bir türlü demokratik temele oturmak istemiyor, iktidarı hep karanlık dehlizlerde arıyor!
Ey CHP!. Ey soyadı ince olan kaba adam! 28 Şubat bin yıl sürmedi ama, öyle görülüyor ki, CHP aradan bin yılda geçse, iktidar olamayacak!
Geçmişte "İrtica var" deyip, toplumu germeye çalışan CHP'ye inat halk, daha da dine sarıldı.
Şimdi de darbeci hainlerden medet umuyorlar!
Güler misin, ağlar mısın!. Be dangalaklar "Kelin merhemi olsa önce kendi başına sürer be!
Bu "Balyoz"cuların üfürüğü sizi iktidar yapmaya yetecek kadar güçlü olsa, önce kendileri için bir şeyler yaparlar!
Bu CHP'liler öyle bir CHP'li ki, bir kez olsun düşünerek konuşmayı, diliyle beyinleri arasında irtibat kurmayı beceremediler!
Türkiye'de demokrasi adına atılan tüm demokratik atılımlara karşı çıktılar. Kürtçe televizyona, yeni anayasa'ya, darbecilerin yargılanmasına, ülkemizin geleceğinin hayrına olacak ne varsa CHP ona karşı.
Ya hu parti içinden kimse de çıkıp "Arkadaşlar yanlış yapıyoruz. Böyle yaparak halk'tan uzaklaşıyoruz" demiyor!
Çünkü CHP'nin yıkıcı ve hizipçi politikaları içlerine sinmiş.
Türkiye'de "askeri darbe yapılamayacağını" göremeyecek kadar gözleri kör!
Güttükleri bu politikalar onları; anamuhalefet değil, muhalefet bile yapmaz. Meclis'in dışına çıkacak ve tükenecekler!.
İlk Genel Seçimler, sonları olacak.
Hayatın doğasına uymaya davranışlar kimseye bir şey kazandırmaz.
Ama çok şey kaybettirir.
İnsan gayesine göre değer kazanır bay ince.
Darbecilerle, hainlerle birlikte hareket etmek, onları CHP'den milletvekili yapmak, düpedüz halkla savaşmaktan başka bir şey değildir.
Siyaset yapmak, ülkemizin geleceğine anlam kazandırmaktır.
Değerli okurlarım kalın sağlıcakla.