20 Mart 2011 Pazar
Dertleri petrol
ÜSAME KARAKIŞ – HASAN BAŞAR
-Geçtiğimiz Perşembe günü Libya'ya uluslararası müdahalenin ilk adımını atan BM Güvenlik Konseyi'nin, Libya hava sahasını uçuşa kapalı bölge ilan etmesinin ardından Libya lideri Muammer Kaddafi ateşkes ilan etmiş ve uluslar arası toplamdan gözlemci gönderilmesini talep etmişti. Kaddafi’nin çağrısına kulak tıkayan ve petrol ülkesi Libya’ya müdahaleyi kafasına koyan emperyalist batılı ülkeler, önceki gün akşam saatlerinde aldığı müdahale kararının ardından adeta yeni bir haçlı seferi başlattı. Libya’ya önceki gece yarısı bomba yağdırmaya başlayan Fransa ve ABD öncülüğündeki Batılı ülkeler, en az 65 sivili katlederken, 200’e yakın sivilin de yaralanmasına sebep oldu.
SİVİLLERİ VURDULAR, PETROL
TESİSLERİNİ GÖZLERİ GİBİ KORUDULAR
ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada'nın eşlik ettiği Batılı güçler Libya üstüne bomba yağdırırken onca sivil katliamına rağmen petrol tesislerine herhangi bir saldırı olmadı. Sivillerin yanlışlıkla (!) vurulduğu açıklanırken, herhangi bir petrol tesisine, boru hattına veya rafineriye kurşun dahi isabet etmemesi dikkat çekti.
LİBYA’YA BİR GÜN, BOSNA’YA ÜÇ SENE!
Petrol zengini ülkelerden olan Libya için bir günde müdahale kararı alan BM, 1992 yılında Bosna Hersek’te yaşanan katliama adeta göz yummuştu. Yugoslavya’nın dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek, iki defa Sırplar’ın ağır saldırısına uğradı. İkinci Bosna Savaşı, 1 Mart 1992 tarihinden 14 Aralık 1995 tarihine kadar sürdü. Üç yıldan fazla süren bu savaş sırasında 200 binin üzerinde Müslüman Boşnak katleden Sırp ordusu, 43 bin Boşnak kadına tecavüz etti. Üç yıl boyunca Sırplar uluslararası hiçbir güce kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sürdürdü.
ABD’NİN ÜÇ DİPLOMATI
ÖLÜNCE BM MÜDAHALE ETTİ
Bütün bu soykırımlar yaşanırken BM sessizdi. Sırplara yaptırım kararı almayan BM yüzünden Boşnaklar 3 yıl zulüm gördü. ‘Büyük Sırbistan’ı yapma hayalindeki Sırpların Bosna’nın bağımsızlığını engelleme ve Boşnakları bu uğurda katletme politikasına karşı uzun süre sessiz ve etkisiz kalan BM, ancak 1995 yılında ABD’nin de itici gücüyle Bosna’da etkili askerî tedbirler alabildi. BM Güvenlik Konseyi kararları sonucunda NATO, Bosna’daki katliamları ve çatışmaları durdurmak için kuvvet kullanma yetkisiyle donatılarak görevlendirildi. ABD’nin olaya müdahil olmasının sebebi 1995 yılında üç Amerikalı diplomatın Bosna’da öldürülmesi oldu.
GÜNDÜZ: BOŞNAKLAR ÜSTÜNLÜĞÜ
ELE GEÇİRİNCE BM HAREKETE GEÇTİ
TBMM 22. Dönem AK Parti Sakarya Milletvekili olan ve eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Balkanlar konusunda Özel Danışmanlığını yapan Süleyman Gündüz, Bosna’daki katliama 3 yıl sessiz kalan BM’nin Libya’ya anında müdahalesini Akit’e değerlendirdi. Gündüz “BM Bosna’ya silah ambargosu uyguladı. Bosna halkının meşru isteklerine olumlu cevap vermedi. Bosna halkının oluşturduğu ordunun dengeyi kurduğu, Sırplar’ın kaybetmeye başladığı an BM müdahale etti” dedi. ABD’nin tavrını eleştiren Gündüz, Bosna ordusu Bosna’nın tamamını kontrol etmek için bir harekat başlattığında ABD’nin BM’ye baskı yapmaya başladığını hatırlattı. Gündüz, “Geçenlerde ölen ABD Dışişleri Bakanı Richard Holbrook benim de hazır bulunduğum toplantılarda Aliya İzzetbegoviç’e operasyonlarını durdurması için baskı yaptı. Sonra da işin adı ‘Bosna’yı kurtarmak’ oldu” şeklinde konuştu.
PROF. KÖNİ: BOSNA’DA PETROL YOKTU
Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise, Sırplar’ın Avrupa’nın göbeğinde yaptığı katliama 3 yıl seyirci kalan BM’nin ikircikli tavrını Akit’e anlatırken önemli bir tespitte bulundu. “Bosna’da petrol yoktu” vurgusu yapan Köni şunları kaydetti: “Bosna Hersek Sırp savaşı sırasında BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin direniyordu. BM bu yüzden direkt karar alamadı. Bu sefer NATO üzerinden vurdular. Bir de ölenlerin çoğu Müslüman olduğu için ve Bosna Hersek’te petrol olmadığı için orası pek umurlarında değildi. Şimdi ise Libya’da petrol var. Savaşa girerek başrol oynayan ülkeler, savaştan sonra şirketleriyle Libya’da başrol oynayacak ve petrollerin üzerine oturacaklar. Bosna’da ölenler Müslüman’dı. Dolayısıyla onlar için ‘ölenler önemli değildi.’ Zaten Avrupa Birliği de harekete geçemedi.”