Başörtüsü karşıtlığı ile tanınan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Avrupa’da yaygın bir uygulama olan okullarda ve dersliklerde haç takılmasına izin veren son kararına destek verdi.
ERTUĞRUL CESUR / ANKARA
Başörtüsü karşıtlığı ile tanınan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) okullarda ve dersliklerde haç takılmasına izin veren son kararına destek verdi. Başörtüsü konusunda yasakçılardan yana hüküm veren AİHM Büyük Dairesi’nin haç konusunda ise daha önceki kararını bozarak okullarda haç takılmasına vize vermesi, Avrupa’da kimi hukukçular tarafından bile inanç özgürlüğü açısından çifte standart olarak değerlendirilirken; Yeni Akit’e konuşan eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan kararın “makul” olduğunu savundu.
“TÜRKİYE’NİN ŞARTLARI DİKKATE ALINMIŞ”
Türkiye’deki başörtüsü yasağı uygulamasında sürekli AİHM’nin kararını delil gösteren Çölaşan, başörtüsü ile ilgili kararda “Türkiye’nin özel şartlarının” dikkate alındığını ileri sürdü. Çölaşan, “Bir davada mahkeme olayları somut duruma göre yorumlar. Türkiye ile ilgili kararda 10 sayfa Osmanlı’dan günümüze Türkiye’nin geçmişine ve Türk toplumunun yapısına ilişkin bir analize yer verilmiştir. Burada Müslümanlık dininin özelliklerine, siyasi ve ekonomik yapıya ilişkin bilgiler verilmiştir. Müslümanlık sadece bireysel sınırlarda kalmıyor, aynı zamanda bir şeriat düzeni de öngörüyor. AİHM kararında dinî simgelerin siyasi bir noktaya getirildiği belirtiliyor. Bu bilgiler ışığında AİHM Türkiye’deki üniversite sisteminde başörtüsü yasağı getirilmesinin insan haklarına ve din özgürlüğüne aykırı olmadığına karar vermiştir” dedi.
“BİRİLERİ DİNİNİ YAŞAMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİR”
AİHM’nin kararının çifte standart olarak değerlendirilemeyeceğini ileri süren Çölaşan, Hıristiyanlıkta şeriat hükümlerinin olmadığını iddia ederek, “Haç ile ilgili kararın gerekçesine bakmak lazım. Acaba mahkeme haçı sadece bir takı olarak mı değerlendirmiştir? Sonuç itibariyle Avrupa’da bizdeki gibi bir şeriat tehlikesi yok. Türkiye’de birileri çıkıp, ‘Ben dinimi yaşamak istiyorum’ deyip şeriat hükümlerini savunabiliyor. Türkiye ile İtalya’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin toplumsal yapısı farklı. Mahkeme de her bir ülke için ayrı karar veriyor” diye konuştu. Çölaşan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında da ADD’nin başörtülü öğrencilere burs verip vermediğine ilişkin bir soruya, başvuruda bulunan öğrencilerden başı açık fotoğraf şartı koştuğunu söylemişti.
AİHM Büyük Dairesi, geçtiğimiz Cuma günü açıklanan kararında 2009 yılındaki Avrupa kamuoyunu ayağa kaldıran aksi kararını bozarak dersliklere haç takılmasının öğrenciler “Hıristiyan doktrinin aşılanması” anlamına gelmediğine hükmetmişti.
==============
ADD, kongresini bile düzgün yapmamış!
İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçilerince hazırlanan raporda, Atatürkçü Düşünce Derneğinin (ADD) 12-13 Haziran 2010’da toplanan 11. Olağan Genel Kurulu’nun, kanun ve tüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi gerektiği ifade edildi. Derneğin son genel kurulu öncesinde genel başkanlığa adaylığını açıklayan ve ADD Çankaya Şubesince üyelikten ihraç edilen Ali Berham Şahbudak, hakkındaki ihraç kararının iptali için dava açmıştı. Şahbudak ile üyelikten ihraç edilen Yemliha Türk, derneğin Genel Kurulunda Divan üyeliği yapan kişiler ve yöneticiler hakkında, genel kurulu usulsüz gerçekleştirdikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ayrıca suç duyurusunda bulunmuştu.
BAKANLIK DENETÇİLERİNİN RAPORU
Cumhuriyet savcısı, soruşturma aşamasında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçilerinden ADD’ye ilişkin denetim raporu aldı. Denetçiler, yaklaşık 1 aylık çalışmanın ardından hazırladıkları raporu 11 Şubat 2011’de başsavcılığa gönderdi. Raporda; ADD İstanbul, Ümraniye ve Avcılar Şubelerinin genel kurullarının kanun ve tüzüğe aykırılık sebebiyle ADD Genel Yönetim Kurulu tarafından iptal edildiği belirtildi. Oysa bu yetkinin kanunlarla mahkemelere verildiğine dikkat çekilerek, “ADD Genel Yönetim Kurulunun mahkemelerin yerine geçmek suretiyle şube genel kurullarını iptal ettiği” kaydedildi. Raporda, üyelikten ihraçlara ilişkin itirazların tüzük uyarınca genel kurul gündemine alınmasının gerektiği, buna karşın gündeme alınmadığı belirtildi. Aynı genel kurulda, yönetim ve denetim kurullarının ibra edilmediğine de yer verilen raporda, ‘’Mahkemece kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir’’ hükmü gereği, 12-13 Haziran 2010’da toplanan ADD Genel Merkez Genel Kurulunun iptal edilmesi konusunda Ankara Valiliğince Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine bildirimde bulunulması gerektiği kanaatine varıldığı bildirildi.